Hasta popülasyonu:
Bu çalışmaya 1 / Ekim / 2004 ve 31 / Ağustos / 2005 tarihleri arasında Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi hipertansiyon polikliniğinde yeni esansiyel hipertansiyon tanısı alan 75 hasta (yaş ortalaması 50±9.8; 31’i erkek; 34’ü kadın) alındı. Çalışma Helsinki bildirgesine uygun bir biçimde yapıldı.
Çalışmaya alınma kriterleri: Hipertansiyon tanısını on sekiz yaşından sonra, 50 yaşından önce alan, yeni hipertansiyon tanısı alan, tedavi almayan, JNC VII’ ye göre evre 1 (sistolik kan basıncı 140–159 mmHg arasında olanlar veya diyastolik kan basıncı 90–99 mmHg arasında) veya evre 2 (sistolik kan basıncı 160 mmHg üzeri olanlar veya diyastolik kan basıncı 100 mmHg) hipertansiyon tanısı alan, ritmi sinüs, çalışmaya katılmayı kabul eden hastalar çalışmaya alındı.
Çalışma dışı tutulma kriterleri: Sekonder veya akselere HT tanısı alan, tuz diyetine uymayan, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, aritmi, kapak hastalığı, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, pulmoner hipertansiyonu, nörolojik hastalığı, renal disfonksiyonu, gebeliği, aşırı kilosu (vücut kitle indeksi 35’in üzerinde), ekokardiyografide teknik açıdan yeterli görüntü elde edilemeyen, sol ventrikül sistolik fonksiyonu bozulmuş olan (Ejeksiyon Fraksiyonu %45’in altında), kalp kapak hastalığı veya renal fonksiyon bozukluğu, anti aritmik tedavi kullanan, ventriküler, atriyal aritmisi veya pacemaker ritmi olan, elektrokardiyografide (EKG) QRS süresi 120 ms’den büyük, P amplütüdü küçük, P dalga sonu seçilemeyen, P-P ölçümünün en az 9 derivasyondan yapılamayan ve beta bloker kullanımı kontrendike olan hastalar çalışmaya alınmadı.
Çalışmaya alınan hastaların öyküleri alınıp fizik muayeneleri yapıldı. Boy ve kiloları ölçülerek vücut kitle indeksleri ve vücut yüzey alanları hesaplandı. Tüm hastalara 3 hafta süre ile günde 6 gr’dan az NaCl içeren tuzdan fakir diyet, haftada en az 4 gün 30 dakikayı aşan düz yol egzersizi, alkol kısıtlı (maksimum 20 gr/gün) ve sebze ve meyve ağırlıklı diyeti uygulandı. Üç haftanın sonunda 24 saatlik idrarda Na+ ve K+ atılımına bakılarak diyete uyumu kontrol edildi. Tuz diyetine uymayanlar ve anamneze dayalı diğer yaşam modifikasyonuna uymayanlar çalışmadan çıkartıldı. Çalışmaya alınan hastalardan 12 saatlik açlık periyodundan sonra sabah kan glikozu, serum üre, kreatinin, elektrolitler, total kolesterol, trigliserid, LDL kolesterol ve HDL kolesterol seviyeleri ölçüldü. Her hastanın ilk başvurduğu anda elektrokardiyografisi, ekokardiyografisi çekildi, kan basıncı cıvalı manometre ile oturur pozisyonda koldan kalp seviyesinde ölçüldü ve kaydedildi.
Hipertansiyon tanısı en az 3 haftadır yukarda bahsedilen yaşam modifikasyonuna uyan hastalarda, sabah ve öğleden sonra saatlerinde olmak kaydıyla en az üç ardışık gün ölçümünde, kan basıncı 140/90 mmHg üzerinde bulunması ile konuldu.
Elektrokardiyografi: EKG çekimleri her derivasyon için en az 3 QRS kompleksi içerecek şekilde, 50 mm/sn hızında, 2 mV amplitüdünde ve standart 12 derivasyonda 3 kanal eş zamanlı Nihon Kohden marka Elektrokardiyografi (EKG) cihazı ile yapıldı. Çekim esnasında hastalar rahat nefes aldılar ama konuşmalarına izin verilmedi. Tüm derivasyonlarda P dalga süreleri manüel olarak X10 büyüteç ile ölçüldü. P dalga başlangıcı izoelektrik hat ile P dalgasının kesiştiği nokta olarak alındı. Bitiş noktası olarak ise izoelektrik hat ile p dalgasının son noktasının kesişimi olarak alındı. Maksimal P dalga süresi olarak en uzun P dalgası ve en uzun atriyal iletim zamanı olarak kabul edildi. En uzun p dalgası ile en kısa P dalgası arasındaki farkı P dispersiyonu kabul edildi 9,10. Tüm hesaplamalar hastaların klinik özelliklerinden haberi olmayan 2 kardiyoloji uzmanı tarafından nebivolol tedavisi almadan ve tedavini altıncı ayında ayrı ayrı tek-kör olarak değerlendirildi ve bu iki değerin ortalaması P dispersiyonu ve maksimum P dalga süresi olarak kabul edildi.
Ekokardiyografi: Hastaların tümüne aynı kardiyolog tarafından Acuson Sequa 512 marka, 3.2mHz yetişkin probe ile sol yan supin pozisyonunda transtorasik olarak yapıldı.
Parasternal uzun aks, kısa aks, apikal dört boşluk ve iki boşluk görüntüleri alınarak M-mode, B-mode ve pulse wave doppler yöntemi ile; sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonları değerlendirildi. Arka duvar kalınlığı, interventriküler septum kalınlığı, sol ventrikül sistol sonu çapı ve sol ventrikül diyastol sonu çapı, sol atriyum çapı, E/A oranları ve izovolumetrik gevşeme zamanı (IVRT) deselerasyon zamanı (DT) ölçüldü. Amerikan Ekokardiyografi Cemiyetinin önerdiği şekilde, sol ventrikül kütlesi ve kütle indeksi Devereux metoduna göre hesaplandı 11.
Buna göre;
SVK=1.04((İVSK+SVDSÇ+ADK)3-SVDSÇ3: )-13.6 (gr)
SVKI =SVK/ vücut yüzey alanı (gr/m2)
Sol ventrikül kütlesi vücut yüzey alanına bölünerek “sol ventrikül kütle indeksi” hesaplandı. Sol ventrikül kütle indeksinin üst sınırı erkeklerde 134g/m2, kadınlarda 110g/m2 olarak kabul edildi 12. Bu rakamların üzerine sahip kişilerde “sol ventrikül hipertrofisi” tanısı kondu.
Sol ventrikül diyastolik fonksiyonları: Pulsed-wave doppler ile transmitral akım velositesinden pik erken diyastolik akım (Evel), pik geç diyastolik akım (Avel) hızları, deseleresyon zamanı (DT) ve izovolümetrik relaksasyon zamanı (IVRT) ölçümleri yapıldı; E/A oranı hesaplandı. Evel100 ms olması, DT>250 ms diyastolik disfonksiyon olarak kabul edildi 13.
Biyikimyasal tetkikler; üç haftalık tuz kısıtlaması sonrası on iki saatlik açlık periyodu sonrasında alınan bazal kan örneklerinden glikoz, üre kreatinin, AST, ALT, total kolesterol, trigliserid, LDL kolesterol ve HDL kolesterol ölçümleri yapıldı.
Kan basıncı, EKG ve ekokardiyografi aracılığı ile P dispersiyonu ve maksimum P dalga süresi, sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonları ve sol atriyum çapları, hesaplanan hastalara 5 mg/gün nebivolol başlandı. Hastalara meyve ve sebzeden zengin, yağsız ve az yağlı süt ürünleri içeren, toplam ve doymuş yağdan ve kolesterolden fakir, proteini hafifçe artmış bir diyet ve düzenli egzersiz önerildi. Hastalar tedaviye başlandıktan sonra 10. günlerinde kan basıncı kontrolü ve EKG kayıtları için polikliniğe çağrıldı. Birinci ayında tuzdan fakir diyete uyup uymadığını kontrol için tekrar 24 saatlik idrarda Na+ ve K+ atılımına bakıldı ve diyete uymayanlar çalışma dışında bırakıldı.
Üçüncü ve altıncı ayın sonunda hastalara tuzdan fakir diyete uyum kontrolü yapıldıktan sonra yukarıda bahsedilen kurallara uygun olarak kan basıncı ölçümleri, EKG çekimleri ve ekokardiyografileri tekrarlanarak sol ventrikül kütle, kütle indeksi, sistolik ve diyastolik fonksiyonları, P dispersiyonu ve maksimum P dalga süresi değişimleri kaydedildi. On iki saatlik açlık periyodu sonrasında alınan kan örneklerinden glikoz, üre kreatinin, AST, ALT, total kolesterol, trigliserid, LDL kolesterol ve HDL kolesterol ölçümleri yapıldı. Yan etki parametrelerinin değerlendirilmesi yapıldı.
Tüm değerler; tedavi öncesi ve tedavi sonrası birbirleri ile karşılaştırılarak, nebivolol tedavisinin; sistolik ve diyastolik kan basıncı üzerine olan etkisi, ekokardiyografi ile ölçülen sol ventrikül sistolik, diyastolik parametrelere ve sol ventrikül hipertrofisi üzerine olan etkileri ve elektrokardiyografik olarak P dispersiyonu ve maksimum P dalga süresi üzerine etkileri incelendi.
İstatistiksel değerlendirme: İstatistikî verilerin değerlendirilmesi bilgisayar ortamında, SPSS 11.00 paket programında yapıldı. Genel tanımlayıcı özellikler ortalama±standart sapma (SD) olarak değerlendirildi. Grupların ikili değerleri arasındaki anlamlılık ve korelasyonları paired t testi ile değerlendirildi. En düşük anlamlılık düzeyi olarak p<0.05 kabul edildi.