Spinal anestezi yapılırken dura dışına en az BOS kaçağı oluşturan ve kullanımı kolay olan iğneler seçilmelidir
9,10.
Krommendijk ve ark. 10 25-G Pencan iğneler ile yapılan spinal anestezinin doktor tarafından değerlendirilmesinde; işlemin %85.2 kolay, %6.2 orta, %6.7 zor ve %1.9 imkansız olduğunu bildirmiştir. Ayrıca, hastaların %95.9’da işlem sonrası BOS’ın iki saniye içinde görüldüğü ve %78.4 klik hissedildiğini belirtmiştir. Smith ve ark. 4 tarafından ise 25-G Whitacre pencil point iğneler ile hastaların %87’nde hemen BOS görüldüğünü %66 klik hissedildiği bildirilmiştir. Stadl ve ark. 11 25-G ballpen spinal iğneler ile %3.8 hastada işlemin başarısız olduğunu ve genel anestezi uygulamak zorunda kaldıklarını bildirmiştir. Çalışmamızda; spinal anestezi işleminin doktor tarafından değerlendirilmesinde; 25-G pencil point iğneler ile işlemin %45.8 kolay, %43.8 orta ve %10.4 güç, 25-G ballpen iğneler ile %50 kolay, %41.3 orta, %6.5 güç ve %2.2 imkansız olduğu belirlendi.
In vitro çalışmalarda iğne kalınlığının aynı olmasının BOS akımının aynı olması için yeterli olmadığı, dış çaptan çok iç çapın önemli olduğu vurgulanmıştır 12,13. Spoelder ve ark. 13 25-G spinal iğnelerin içinden sıvı akış hızının Pencan iğnelerde en yüksek (22.2 mcg.s-1) olduğunu göstermiştir. Çalışmamızda iki iğne tipinin iç çapları farklı olmasına rağmen BOS gelme süreleri benzerdi.
Spinal anestezi yapılırken klik hissedilmesi işlemin başarılı olduğunun önemli bir göstergesidir 10. Çalışmamızda, klik hissedilme oranları her iki iğne tipinde (pencil point iğne’de %79.2 ve ballpen iğnede ise %76.1) oldukça yüksek idi.
Girişimi yapan anestezistin tecrübesi spinal sonrası baş ağrısı sıklığını etkileyebilir 10. Krommendijk ve ark. 10 çalışmalarında spinal anestezinin %69 oranında farklı tecrübe sürelerine sahip asistanlar tarafından yapıldığını ve pencil point iğneler ile ilk girişimde %81.8, Stadl ve ark. 11 ise ballpen iğneler ile ilk denemede %79.1 başarı elde edildiğini bildirmiştir. Çalışmamızda bütün girişimler en az 2.5 yılını tamamlamış anestezi asistanları tarafından yapıldı ve yalnızca ballpen iğne ile bir hastada işlem başarısız oldu.
Spinal anestezi sonrası ortaya çıkan şikayetleri tarif etmek için Driessen ve ark. 14 baş ağrısının postür bağımlı olarak frontal bölge veya belli bir bölgede lokalize olması ile birlikte bulantı, kusma ve işitme bozuklukların görülmesi şeklinde değerlendirilmiştir. Lybecher ve ark. 15 spinal sonrası baş ağrısını hafif, orta ve şiddetli şeklinde sınıflamıştır. Krommendijk ve ark. 10 ise baş ağrısının 24 saatten fazla sürmesi durumunda spinal anesteziye bağlı olduğunu kabul etmiştir. Çalışmamızda daha önceden mevcut olmayan baş ağrısının spinal anestezi sonrası ortaya çıkması ve frontal veya belli bir bölgede lokalize olması yeterli kabul edildi. Krommendijk ve ark. 10 spinal anestezi sonrası %1.3 (15 hasta) oranında baş ağrısı tespit etmiştir. Toplam 5 hastaya epidural kan yaması gerekmiştir. Lybecker ve ark. 15 25-G spinal iğneler ile spinal sonrası baş ağrılarının %93’ü ile ilk 48 saatte karşılaştıklarını ve bunlarla ilişkili olarak %26.6’ında işitme ve/veya görme, %53.3’ünde ise bulantı ve/veya kusma ile ilgili semptomların eşlik ettiğini belirtmiştir. Stadl ve ark. 11 spinal sonrası %1.8 oranında baş ağrısı ile karşılaştıklarını ve hiç bir hastada epidural kan yamasının gerekmediğini bildirmiştir. Çalışmamızda, spinal anestezi sonrası pencil point iğnelerde 24.saat’te baş ağrısı görülmezken 72.saat ve 7.günde %2’inde görüldü. Ballpen iğnelerde ise 24.saat’te %4.4, 72.saat’te %6.6 ve 7.günde ise %2.2’inde baş ağrısı olduğu belirlendi. Bütün hastalar medikal tedaviye yanıt verirken hiç bir hastaya epidural kan yaması gerekmedi.
Krommendijk ve ark. 10 işitme ile ilgili şikayetlerin tespiti için odiyometri kullanmıştır. Tek başına veya görme bozuklukları ile birlikte 4 hastada işitme sorunları tespit edilmiştir. Bazen şiddetli baş ağrısından dolayı klinik tabloların baskılanabileceği ve işitme problemlerinin farkına varılamayacağı belirtilmiştir. Çalışmamızda yalnızca semptomların varlığı sorgulandı ayrıca odiometri yapılmadı. Bu nedenle hafif işitme sorunu olan bazı hastalar belirlenememiş olabilir.
Spinal anestezi sonrasında Krommendijk ve ark. 10 %7.8, Stadl ve ark. 11 ise %4.8 oranında sırt ağrısı tespit ettiklerini belirtmişlerdir. Çalışmamızda, spinal anestezi sonrası sırt ağrısı pencil point iğnelerde 24.saat’te %10.4, 72.saat’te %8.2 ve 7.günde %4.1, ballpen iğnelerde ise 24.saat’te %13.0, 72.saat’te %15.2 ve 7.günde %2.2 oranında olduğu belirlendi. Sırt ağrısı gelişen hastaların oral analjezik verilmesine iyi yanıt vermesi nedeniyle ciddi sırt ağrısı ile karşılaşılmadığı düşünüldü.
Sonuç olarak; farklı uç yapılarına sahip 25-G pencil point ve 25-G ballpen spinal iğnelerinin kullanım kolaylığı, spinal sonrası baş ve sırt ağrısı açısından benzer oldukları kanaatine varıldı.