Bleomisinin direkt olarak trakea içine uygunlandığı bu deneysel çalışmada, deney süresinin sonunda, akciğer fibrozisinin beklenen klinik belirtilerinin hemen hepsi gözlendi. Sadece BLM verilen grupta (grup II), sıçanların göğüs boşluğu açıldığında çıplak gözle bile görülebilen diffüz tipte fibrotik değişiklikler izlendi. Yine bu gruptaki sıçanlar 7. günden itibaren 14. güne doğru daha da artmış olarak zayıflamaya ve hırıltılı solumaya başladılar. Zamanla solunum sırasında sıçanların burun kanatları solunuma katılmaya başladı ve interkostal çekilmeleri mevcuttu. İştahları zamanla azaldı. Deneyin başladığı günlere göre günlük yem ve su tüketimi azalmaya başladı. Son günlere doğru özellikle BLM grubunda daha fazla olmak üzere bazılarının burunlarında muhtemelen hemoptiziye bağlı kanamalar görüldü. Bu klinik bulgular E-vit grubunda daha hafif seyirli idi. CAPE grubunda ise kontrol grubu ile hemen hemen aynı klinik tablo mevcuttu.
Rahman ve ark. akciğerin antioksidan savunmasında Glutatyonun (GSH) kritik bir öneme sahip olduğunu ve özellikle hava yolları epitelinin oksidan hasardan ve inflamasyondan korunmasında esansiyel olduğunu savunmuşlardır 18. GSH�ın redoks durumundaki dengesizlikler, inflamatuar akciğer hastalıklarında proinflamatuar genlerin transkripsiyonuna yol açmaktadır 19. Dolayısıyla CAPE�nin GSH-Px enzim aktivitesini indirekt yoldan artırmak için verilmesi mantıklı bir girişim olabilir. Çünkü bu bileşik GSH�ın sentezine ve redüklenmesine katkıda bulunarak GSH-Px enzim aktivitesini artırabileceği düşüncesindeyiz.
Bleomisinle olusturulan fibrozis üzerine oral erdosteinin etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada BLM verilen sıçanların akciğer dokularında antioksidan enzimlerden superoksid dismutaz (SOD) ve glutatyon peroksidaz enzim aktivitelerini yüksek olduğu bulunmuştur. Akciğer fibrozisi üzerine CAPE�nin etkilerinin araştırıldığı bir başka araştırmada bleomisin verilen grupta SOD ve katalaz (CAT) enzim aktivitelerinde kontrol gruplarına göre azalma tespit edilmiştir. Yine her iki çalışmada da BLM verilen sıçanların akciğer dokularında serbest oksijen radikallerine bağlı lipit peroksidasyon ürünü olan malondialdehit (MDA) ve dokudaki fibrozisin direkt göstergesi olan hidroksiprolin seviyeleri artmış olarak bulunmuştur 14,20.
Bizim bu çalışmamızda da BLM uygulanan grupta GSHPx enzim aktivitesini daha önceki çalışmalarla uyumlu olarak düşmüş olarak bulduk (p=0.0001). Bu azalmanın sebebi, BLM� nin direkt olarak enzimlerin protein yapılarının üzerine etkisi sonucu veya indirekt bazı mekanizmaları harekete geçirmesi ile meydana gelmiş olabilir. Örneğin BLM akciğer dokusunda aşırı düzeyde birikerek ROS üretimini arttırdığında, bu antioksidan enzimler bu oksidatif stresi giderebilmek için aşırı bir aktivite gösterip sonunda yıkılmış olabilirler. Anlaşılıyor ki, antioksidan özellikteki CAPE ve E-vit serbest radikal süpürücü özelliklerinden dolayı GSH-Px aktivitesinin artmasına sebep olmuş (p=0.0001) ve kontrol grubu seviyesine yaklaştırmış olabilir.
Ksantin oksidaz, oksidaz (XO) ve dehidrogenaz (XDH) isoformları şeklinde bulunur 21. Çoğu dokularda NAD+- bağımlı dehidrogenaz enzimi baskındır fakat tiol grupları oksidasyona veya proteolize uğradığı zaman oksidaz formuna çevrilir 22. XDH-XO dönüşümü ve hipoksantin oluşumu reperfüzyon hasarını takiben organların yeniden oksijenlenmesi sonucu oksidatif hasarda meydana gelir 23. XO enzim seviyesinin yükselmesi Akut Respiratuar Distres Sendromlu 24 hastaların plazmasında ve çoğu organların iskemi reperfüzyon hasarlarında gösterilmiştir 25-27. Daha önceki yapılan çalışmalara bakıldığında XO ve ADA enzim aktivitelerindeki artışın muhtemel sebebi akciğerlerdeki hasarın bir sonucu olabilir 28,29.
BLM serbest radikal üreterek DNA hasarı oluşturduğundan 4,5 pürin bazları katabolizmasının bir göstergesi olan XO ve ADA enzim aktivitelerinde BLM verilen grupta anlamlı derecede artışa sebep olmuştur (sırasıyla; p=0.003; p=0.0001). CAPE antioksidan etkisi ile DNA� yı oksidatif hasardan koruyarak pürin bazlarının yıkımını azaltıp XO ve ADA enzim aktivitelerini kontrol grubu seviyesine yaklaştırmıştır.
Antioksidan madde olan CAPE ve E vitamini pürin katabolizmasını azaltarak olumlu yönde etki göstermiş ve hatta CAPE ve E vitamini birbiri ile karşılaştırıldığında CAPE�nin daha etkili sonuçlara neden olduğu görülmüştür.
Pulmoner fibroziste, E vit ve CAPE�nin ayrı ayrı kullanılması, çalışmamızın verilerinde görülen faydalı etkileri nedeni ile önerilebilir. Herhangi bir sebebe bağlı olarak gelişip başlangıç aşamasında yakalanan fibrozis vakalarında veya antikanserojen ajan olarak BLM kullanılacak hastalarda uygulama öncesinde profilaktik amaçlı CAPE verilmesinin, bu ilacın yan etkisi olarak gözlenen fibrozis oluşumunu kısmen önleyebildiğinden, yararlı olabileceği kanaatindeyiz.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, klinikte yaygın bir şekilde kullanılan BLM�nin, bu yan etkisini profilaktik olarak antioksidan kullanımı ile kısmen önlenebilir.