Türkiye'de 2003 yılında evli erkekler ve eşleri arasında herhangi gebeliği önleyici yöntem kullanma sıklığı %71.0'dir. Yöntem kullananların %29'u geleneksel bir yöntemi tercih
etmektedir
5. Araştırma grubunun halen herhangi gebeliği önleyici yöntem kullanma sıklığı ise %91.9 olarak bulunmuştur. Yöntem kullananların %66.8 'ünün modern yöntem, %33.2'sinin geleneksel yöntem kullandığı saptanmıştır. Ersin ve arkadaşları ile Akın ve arkadaşlarının çalışmaları modern yöntem kullanma bakımından çalışma sonucumuza benzerlik
göstermektedir
13,14. TNSA 2003 araştırmasında araştırmamızdan farklı olarak eşlerin %29.0'unun hiçbir yöntem kullanmadığı, %42.5'inin modern yöntem ve %28.5'inin geleneksel bir yöntem kullandıkları saptanmıştır. Şankazan ve Yıldız'ın çalışmalarında bu oranlar; %67.7, %16.9, %15.5 olarak bulunmuştur
5,15. Çalışmada araştırmanın yapıldığı Samsun'da eğitim durumlarının yüksek olduğu göz önünde bulundurulduğunda, modern yöntem kullanma oranının Türkiye genelinden yüksek olması anlamlıdır. Çalışmamızda herhangi bir yöntem kullanma oranı Türkiye genelinde ve yapılan çalışmalardan daha yüksek, fakat geleneksel yöntem kullanma oranının benzer olduğu görülmüştür. Çünkü geleneksel yöntemlerin özellikle de geri çekme yönteminin kullanımı ücretsizdir.
Çalışmayı en çok kullanılan aile planlaması yöntemleri açısından değerlendirdiğimizde, erkeklerin en sıklıkla kondom (%40.3) ve geri çekme (%33.2) yöntemi kullandıkları görülmüştür. Çalışmamız geri çekme yöntemi kullanma açısından Şanlıurfa'da ve Kocaeli'de yapılmış çalışma sonuçları ile uyumludur 13, 16. Donahoe tarafından Bangladeş'te yapılan çalışmada, erkeklerin en fazla tercih ettikleri yöntemin kondom olduğu belirlenmiştir 17. Kondom kullanma bakımından çalışmamız Özdemir ve arkadaşlarının çalışması ile benzerlik göstermektedir (%35.2 ile kondom) 18. TNSA 2003 araştırmasında ise modern yöntemler arasında erkeklerin sorumluluk aldığı kondom kullanım sıklığı %10.8 olarak bulunmuştur 5. Bu sonuçlara göre, çalışma grubumuzun "modern" yöntemleri kullanma sıklıklarının Türkiye genelinde yüksek fakat beklenen düzeyde olmadığı düşünülebilir. Oysa modern aile planlaması yöntemleri arasında yer alan "kondom" kullanımının yaygınlaştırılması günümüzde çok önemli bir problem olarak dikkat çeken cinsel yolla bulaşan hastalıklarla mücadelede önemli bir yeri bulunmaktadır 19.
Çalışmada en sıklıkla kullanılan yöntemlerin ilk iki sırasında erkeklerin kullandıkları yöntem olması bize AP hizmetlerine erkeklerin katılımlarının yeterli olduğunu göstermesi açısından olumlu bir sonuç olmasının yanı sıra erkek egemen bir toplumda yaşıyor olmamızın etkisinin olabileceğini düşündürmüştür. Erkeklerde internet ve kitap gibi kaynaklara daha kolay ulaşabilmeleri söz konusudur. Bu nedenle bilgilenmeye daha açık olduklarının yöntem kullanmada etkisi olduğunu düşünülebilir.
Çalışmada erkeklerin tamamı en az bir yöntem bilmekte olup, %92.6'sı geri çekmeyi, %89.3'ü kondomu, %76.2'si rahim içi aracı, %65.8 hapı, %55'i tüpligasyonu, %50'si vazektomiyi, %49.3'ü enjeksiyon ve %42.6 implantasyon yöntemini bildiğini belirtmişlerdir. Şankazan ve Yıldız çalışmasında erkeklerin %46.2'si hiçbir aile planlaması yöntemi bilmemekte, %18.5'i herhangi bir modern, %21.5'i herhangi bir geleneksel yöntemi bilmekte, %13.8'i hem geleneksel hem de modern yöntemlerden birini bilmektedir 15. 2003 TNSA verilerine göre halen evli kadınlar ve kocaların neredeyse tümü (%99.8'i) aile planlaması hakkında bilgi sahibidirler. Eşlerin %99.5'i herhangi bir modern yöntem bilmektedirler. Halen evli erkeklerin, %98.3'ü rahim içi aracı, %97.8'i hapı, %90.0'ı kondomu, %93.9'u geri çekme yöntemini %40.2'si vazektomiyi bilmişlerdir 5. Bu sonuçlar araştırmamızın sonuçları ile uyumludur. Çalışma grubumuz en çok bildiği yöntemlerin erkeklerin kullandığı yöntemler olduğu ve bu nedenle en sıklıkla bu yöntemleri kullandıkları görülmüştür. Bu nedenle erkeklerin AP etkin yöntemlerle birlikte geleneksel yöntemlere ilişkin eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanmaları sağlanmalıdır.
Yapılan çeşitli araştırmalarda bireylerin aile planlaması yöntemlerini kullanma durumları yaş, öğrenim durumu gibi faktörlerin yanında ilk evlenme yaşı, evlilik süresi, sahip olunan çocuk sayısı, ideal çocuk sayısı başta olmak üzere AP yöntemleri hakkında bilgi alma ve yöntem seçimine birlikte karar verme, gibi bir çok faktörlerden etkilenmektedir 5,10-12.
Çalışmada 25-29 yaşlar arasında geleneksel yöntem kullanma sıklığının, 35-39 yaşlar arasında modern yöntem kullanma sıklığının arttığı görülmekle birlikte, erkeklerin yaşı ile yöntem kullanmaları arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır. Kitiş ve arkadaşları çalışmalarında bu çalışmaya benzer sonuç elde etmişlerdir 12. Oysa genç yaşta olmanın kondom kullanımı konusunda daha duyarlı olmayı ve daha fazla AIDS bilgisine sahibi olmayı artırdığına dair çalışmalar bulunmaktadır 20. Akın ve arkadaşları çalışmalarında yaşın artmasıyla birlikte herhangi bir aile planlaması yöntemi, kullanımı artmaktadır 14. Depe ve Erenel çalışmalarında,25-34 yaşlar arasında herhangi bir yöntem kullanma sıklığında anlamlı şekilde artma olduğunu saptanmışlardır 21. Çalışmamızda elde edilen sonuç bu çalışmalara benzerlik göstermektedir.
Çalışmamızda modern yöntem kullananlar arasında çoğunluğu ilkokul mezunlarının oluşturması beklenmeyen bir sonuç olmakla birlikte, erkeklerin öğrenim durumunun modern AP yöntemi kullanma durumunu etkilemediği bulunmuştur. Erkeklerin öğrenim durumunun AP yöntemi kullanma durumlarını etkilemediği yapılan araştırmalarda da saptanmıştır 12,21-23. Bu sonuçlar araştırmamız sonucu ile benzerlik göstermektedir. Çalışmamızdan farklı olarak Akın ve arkadaşları çalışmalarında öğrenim durumu arttıkça da kondom kullanma sıklığı artmıştır 14. Erkeklerin aile planlaması hizmetlerini kabul etme ve öğrenim durumu arasındaki ilişkiyi inceleyen Kayseri'de yapılmış olan bir çalışmaya göre, ortaokul ve üzeri öğrenim düzeyinde olan kişilerin ilkokul ve altı gruba göre aile planlaması yöntemlerini kabul etme sıklıkları daha fazla bulunmuştur 24. Çalışma sonucundaki bu farklılık bölgesel farklılık ve geleneksel aile yapısının yansıması olabilir.
Çalışmada Emekli Sandığı, “SSK” ya da “Bağkur”lu olanların “herhangi bir modern aile planlaması yöntemi” kullanma sıklıkları, hiç sağlık güvencesi bulunmayanlara göre yüksek olmakla birlikte gruplar arasındaki fark istatistiksel açıdan önemsiz bulunmuştur (p>0.05). Depe ve Erenel çalışmalarında benzer sonuç elde etmişlerdir 21. Akın ve arkadaşları çalışmalarında Emekli Sandığı, SSK" ya da "Bağ-Kur"lu olanların "herhangi bir modern aile planlaması yöntemi" kullanma sıklıkları, hiç sağlık güvencesi bulunmayanlara göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur 14. Katılımcıların %12.8'inin sosyal güvencesi bulunmamaktadır. Türkiye'de herhangi bir sosyal güvenceye sahip olmama sıklığı 2000 yılı için %9'dur 25. Sağlık harcamaları için sosyal bir güvenceye sahip olan kişilerin sağlık hizmetlerinden; dolayısıyla da aile planlaması hizmetlerinden daha fazla yararlanmaları muhtemeldir. Bu araştırmada da benzer sonuçlar elde edilmiştir.
Çalışmada evlilik süresinin artışı, herhangi bir modern aile planlaması yöntemi kullanımını azaltmaktadır. Yöntem kullanma açısından gruplar arasındaki fark önemsiz (p>0.05) bulunmuştur. Çalışmamıza benzer şekilde Akın ve arkadaşları çalışmalarında evlilik süresinin artmasının her hangi bir modern aile planlaması yöntemi ve kondom kullanımını azalttığı saptanmıştır 14. Evlilik süresi arttıkça çocuk sayısının da artması beklenen bir durumdur. Araştırmada benzer bir durum ile karşılaşılmıştır. Evliliğin erken dönemlerinde 1 ya da 2 çocuğa sahip olan ailelerin evliliklerinin ilerleyen yıllarında yeni bir çocuğa sahip olmak istemeleri sonuca bu şekilde yansımış olabilir.
Araştırma grubunda çoğunluğun (%72.9) 1-2 çocuğa sahip olduğu % 6.7'sinin ise eşinin hiç gebeliği olmadığı saptanmıştır. Çocuk sayısı bakımından sonuçlar Kitiş ve arkadaşlarının çalışma sonuçlarına benzer 12, TNSA'daki (2003) sonuçlarından (%63) daha yüksek bulunmuştur 5. Bu durum araştırma grubumuzun aile planlaması hizmetlerinden yeterince yararlanmış olduklarını göstermesi açısından önemli bir bulgudur.
Yapılan araştırmalarda çocuk sahibi olmanın AP yöntemi kullanımını etkileyen faktörler arasında yer aldığı belirlenmiştir 5,11,12,26. Çalışmada her hangi bir aile planlaması yöntemi ve modern aile planlaması kullanım sıklığı azaldıkça çocuk sayısı da artmaktadır. Bir çocuğu olanlar ile dört ve daha fazla çocuk sahibi olanlar daha fazla modern yöntem kullanmaktadır. Bu durum tek çocuğu olanların doğumlarının arasını açmak için, fazla çocuğu olanların ise doğumlarına son vermek amacıyla modern aile planlamasını daha fazla benimsediklerini göstermektedir. Yaşayan çocuk sayısının artması, hem her hangi bir aile planlaması yöntemi kullanma sıklığını, hem de herhangi bir modern aile planlaması kullanımını artırmaktadır. Bu sonuç, çalışma grubumuzun ideal çocuk sayısına ulaştıklarını ve başka çocuk sahibi olmayı istemediklerini düşündürmektedir. Bu durum araştırma sonuçlarına çocuk sayısı arttıkça gebeliği önleyici modern yöntem kullanımında artma olarak yansımıştır. Akın ve arkadaşlarının çalışmalarında yaşayan çocuk sayısının artmasının, hem herhangi bir aile planlaması yöntemi kullanma sıklığını, hem de herhangi bir modern aile planlaması yöntemi kullanımını artırdığını saptamışlardır 14.
Araştırma grubunun %86.2'si ideal çocuk sayısının 2-3 olduğu, %56.7'si tekrar çocuk istemediğini söylemiştir. İdeal çocuk sayısı bakımından sonuçlar Kitiş ve arkadaşları ile Kırcalioğlu ve Dervişoğlu'nun çalışma sonuçları ile benzerdir
12, 27.
Çalışmada erkeklerin sahip oldukları çocuk dışında başka çocuk isteme durumları incelenmiş, geleneksel yöntemle korunanların çoğunluğunun başka çocuğa sahip olmak istedikleri saptanmıştır . Çalışmada sahip olunan çocuk sayısının ideal çocuk sayısından az olması nedeniyle başka çocuk istenmesi beklendik bir sonuç olmaktadır. Bu durum, çalışma grubumuzun yaş ortalamalarının düşük olması nedeniyle, tekrar çocuk sahibi olmayı istediklerini düşündürmektedir.
Çalışma grubunun %70'inin AP konusunda bilgi aldıkları ve bilgi kaynağı olarak sağlık personelinin (%48.7) ilk sırada yer aldığı, bu sıralamanın, arkadaşlar (%20), medya (%13.3), eş (%10) ve kitaplar (%8.0) olarak devam ettiği belirlenmiştir. Kitiş ve arkadaşlarının çalışmasında erkeklerin %86.6' sının aile planlaması konusunda bilgi sahibi oldukları ve bilgi kaynakları olarak ilk sırada sağlık personelinin yer aldığı, bu sıralamanın kitap ve broşür şeklinde devam ettiği belirlenmiştir 12. Altıntaş ve arkadaşlarının çalışmasında ise, erkeklerin %44.2'sinin AP konusunda bilgi aldıklarını ve bilgi kaynağının sağlık personeli, kitaplar, arkadaşlar ve televizyon olarak devam ettiği belirlenmiştir 22. Görüldüğü gibi çalışmamız sonucu bilgi kaynakları yönünden bu çalışmalara benzer olmakla birlikte kaynakların sıralaması farklılık göstermektedir. Balaıah ve arkadaşları çalışmalarında
erkeklerin %84.2'sinin aile planlaması ile ilgili bilgi kaynaklarının birden fazla olduğunu ve en sıklıkla kullanılan bilgi kaynaklarının televizyon (%84.2), aile planlaması klinikleri (%83.8), hastaneler (%61.8) ile arkadaş ve akrabaları göstermişlerdir(%16.2) olduğunu söylemişlerdir 28.
AP konusunda bilgi sahibi olunması yöntem kullanımını etkileyen faktörler arasında bulunmaktadır 5,12,22,23. Araştırmamızda AP yöntemleri konusunda bilgi alan erkeklerin yarısından fazlasının, yöntem kullandığı, ancak, bilgi alma durumunun modern yöntem kullanmayı ve erkeklerin yöntem tercihlerini istatistiksel olarak etkilemediği (p>0.05) saptanmıştır. Çalışmamızdan farklı olarak; Kitiş ve arkadaşları çalışmalarında, AP konusunda bilgi almanın yöntem kullanımı önemli derecede etkilediğini, Altıntaş ve arkadaşları çalışmalarında erkeklerin AP konusunda bilgi almaları ile CYBH'dan koruyan yöntemi bilme durumları arasında istatistiksel olarak önemli ilişki olduğunu saptamışlardır 12,22. Askeri Birliklerde Üreme Sağlığı Eğitimi ve Danışmanlığı Sistemi Kurulması ile ilgili bir proje çalışmasında eğitim seviyesi düşük, doğuda yaşayan ve sosyo-kültürel seviyesi düşük olan bireyler aile planlaması ile ilgili eğitim öncesi bilgi puanı en düşük grup olarak bulunmuştur. Aynı çalışmada askerlere aile planlaması ile ilgili verilen bir günlük eğitimin, özellikle evli olmayan, eğitim düzeyi en düşük olan ve sosyo-kültürel seviyesi düşük olan gruplarda eğitim sonrası bilgi puanlarında anlamlı derecede artış olduğu saptanmıştır 29. Bu sonuç bize bilginin davranışa da yansıyabileceğini düşündürmesi bakımından önemlidir.
Aile planlaması hizmetlerinde istenilen başarıya ulaşabilmek için erkeklerin AP konusunda sorumluluk almaları önemlidir. AP hizmetlerinde başarı ve memnuniyeti artıran faktörler arasında sorumluluğun eşler arasında paylaşılması, kullanılan yöntemin kolay, güvenilir, ulaşılabilir olması, sağlığı olumsuz etkileyen bir özelliğinin olmaması yer almaktadır 1,6,9. Çalışmada yöntem kullanan erkeklerin yarısından çoğunun (%83.6) kullandıkları yönteme eşleri ile birlikte karar verdikleri ve %77.5'inin erkeklerinde aile planlamasına katılmaları gerektiğine inandıkları belirlenmiştir (Tablo 1). Kullanılan AP yöntemine eşi ile birlikte karar vermenin modern yöntem kullanma durumunu (%95.9) olumlu yönde etkilediği (p<0.05) bulunmuştur (Tablo 3). Akın ve arkadaşları çalışmalarında aile planlaması konusunda “eş” ile konuşmanın, herhangi bir yöntem ve “herhangi bir modern yöntem” kullanma sıklığını artırdığı saptanmışlardır14. Kitiş ve arkadaşları kadınların %57'sinin, Altıntaş ve arkadaşları erkeklerin % 84,1'inin, Naçar ve arkadaşları erkeklerin % 61.6'sının ve Erbil ve arkadaşları kadınların %81.4'ünün kullandıkları yönteme eşleri ile birlikte karar verdiklerini tespit etmişlerdir12,22,30,31. Çalışmamız sonucu bu çalışmalarla karşılaştırıldığında, kullanılan yönteme karar veren kişi boyutunda Altıntaş ve arkadaşları ile, Erbil ve arkadaşlarının çalışma sonuçlarına benzer sonuç elde edilirken diğer çalışmalara göre daha yüksek sonuç elde edilmiştir22,31. Çalışmamızdaki farklılık çalışma grubunun %50.7'sinin lise ve üzeri eğitim almış olmaları ve diğer araştırmaların örneklem gruplarının farklılığı ile ilgili olabilir.