Tiroid bezi embriyogenezi; yirmidördüncü gününde gelişen ilk endokrin bezdir. Dil tabanında foramen caecum yoluyla yükseldikten sonra orta hatta aşağı doğru göç ederek normal pozisyonunu alır. Normalde kanal kendiliğinden kaybolur ancak nadiren sebat eder. Sebat eden troglossal kanalın genişlemesiyle kist oluşabilir
3. Lenfatik kökenli tümörler dışındaki boyun tümörlerinin %40'ını oluştururlar
4. Troglossal kist tiroidin göç yolu üzerindeki herhangi bir yerde oraya çıkabilir ama hemen her zaman orta hatta veya orta hatta çok yakın yerleşir. Bu kistlerin %50'si hyoid korpusun inferiorunda görülürken dil kökünde veya tiroid kartilaja yakın yerleşimlidir
5. Troglossal dukt kisti genellikle erken yaşlarda fark edilen bir patoloji olmasına rağmen erişkin yaşlarda da görülebilir
6.
Troglossal kanal kistinde karsinom gelişimi oldukça nadirdir ve olguların %1'inden azında gözlenir7,8. Malignansi görülen troglossal kistlerde tiroid dokusu elemanlarından ve yassı hücreli epitelden gelişen iki tip karsinom bildirilmiştir. En sık görülen patoloji bizim olgumuzda da olduğu gibi papiller adenokarsinomdur (%85)9-11. Onu sırasıyla folliküler adenokarsinom (%15) ve yassı hücreli karsinom (%6) izler.
Troglossal kist karsinomlarının cerrahi tedavisi tartışmalıdır. Sistrunk operasyonu ile troglossal duktun tamamının çıkarılması, kist histolojik olarak normal tiroid dokusu içerdiğinde ve malignite kist duvarlarını aşmadığında mümkünken bu kriterlerin sağlanamaması durumunda subtotal tiroidektomi, modifiye boyun diseksiyonu ve kalan tiroid dokusunun postoperatif dönemde radyoaktif iyotla ablasyonu yapılmalıdır12. Vakaların çoğunun preoperatif tanısı olmadığı için ilk cerrahi adımı Sistrunk operasyonu oluşturmaktadır. Olgumuzda olduğu gibi ultrasonografi ile invazyonun gösterilmesi, uygulanacak cerrahi türünü değiştirmektedir.
Troglossal kist zemininde gelişen tiroidin primer papiller karsinoması tanısı genellikle eksizyon sonucu konulmaktadır. Bununla birlikte US ile de kist içi kitle ve invazyonun varlığı gösterilebilir. Solid komponentten yapılan İİAB, cerrahi tedaviye yol göstericidir.