RDVT sık karşılaşılan ve görmeyi tehdit eden bir hastalıktır.
Bu hastalıkta görme keskinliği maküla ödemine
bağlı olarak azalmaktadır. RVDT tedavisinde lazer
fotokoagülasyon, intravitreal kortikosteroid, doku
plazminojen aktivatörü ve anti-VEGF uygulanması gibi
değişik tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.
RVDT'ye bağlı gelişen görme azlığında grid
fotokoagülasyonu uygulanmasının maküla ödemini
azalttığı ve GK'ni arttırdığı bildirilmiştir 9. Bununla
beraber grid lazer fotokoagülasyonun ödemi azalttığını
ama GK'ne etkisi olmadığını bildiren çalışmalar da
mevcuttur 10. Russo ve ark. RVDT'li hastalarda İVB
enjeksiyonu ile grid lazer fotokoagülasyonun etkinliklerini
karşılaştırdıkları çalışmada İVB'nin daha etkili
olduğu tespit edilmiştir 11.
İntravitreal kortikosteroidlerin RVT'ye bağlı gelişen
maküla ödemi tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir
12-16. Bununla beraber intravitreal steroid
enjeksiyonuna bağlı göz içi basıncı artışı ve katarakt
oluşumu gibi komplikasyonlar steroidin kullanımını
sınırlamakta ve yeni tedavi arayışlarını gündeme getirmektedir.
Retina ven tıkanıklıklarında son dönemlerde
intravitreal anti-VEGF uygulanması yaygın hale gelmiştir.
Rosenfeld ve ark. daha önce intravitreal
triamsinolon enjeksiyonu tedavisine rağmen gerilemeyen
maküla ödemi bulunan bir RVT olgusunda İVB
enjeksiyonu sonrasında maküla ödeminde azalma ve
GK'de artış rapor etmişlerdir 17. Birçok çalışmada
RVDT nedeniyle İVB uygulanmasının GK'ni arttırdığı
görülmüştür 2, 8. Çalışmamızda da RVDT olan
hastalarda IVB enjeksiyonu sonrası GK'nde anlamlı
artış saptadık.
Bevakizumab uygulanmasının RVDT'de olduğu
gibi, santral retinal ven tıkanıklığında (SRVT) da GK'
de artış ve maküler kalınlıkta azalma yaptığı bildirilmiştir
14. Aynı zamanda İVB'nin SRVT'de, ERG de
düzelme sağladığı tespit edilmiştir 18.
İntravitreal bevakizumab enjeksiyonun sıklığı, takip
süresi ve tedavi aralığının nasıl olması gerektiği
değişkenlik göstermektedir. Her ne kadar İVB tedavisinin
optimum dozu henüz belirlenmemiş olsa da, Wu
ve ark. 45 RVDT olgusunu içeren çalışmalarında 1,25
mg ve 2,5 mg'lık İVB dozları arasında; enjeksiyon
sayısı, anatomik ve fonksiyonel sonuç açısından anlamlı
fark olmadığını bildirmişlerdir 19. Biz İVB'yi
1,25mg dozunda uyguladık ve hiçbir hastada önemli
bir yan etki saptamadık.
Pai ve ark., 9 SRVT ve 12 RVDT olgusunda 3 aylık
takip süresinin olduğu elektrofizyolojik değerlendirmeyi
de içeren serilerinde retinanın elektriksel aktivitesinde
hiç bir kötüleşme olmadığını ve İVB enjeksiyonuna
bağlı bir oküler toksisite izlenmediğini bildirmişlerdir
5.
Çalışmaya alınan tüm hastalarımızda maküla
ödeminde azalma ve GK'de anlamlı artış oldu. Hiçbir
hastada katarakt, sekonder glokom, enflamasyon
endoftalmi, retina yırtığı, retina dekolmanı, vitreus
kanaması gibi ciddi göz komplikasyonları veya sistemik
yan etki olmadı.
Sonuç olarak RVDT'li olgularda İVB uygulamasının
etkili ve güvenli bir tedavi seçeneği olduğunu
düşünüyoruz.