Yaptığımız bu çalışma ile PSSVK' nın Yukarı Fırat
bölgesindeki sıklığı %0,1 tespit edilmiştir bu sonucumuz
literatür bilgileri ile uyumlu idi
1,6. Seçilmemiş
hastalarda yapılan otopsi serilerinde PSSVK sıklığı
%0,3 olarak bildirilmiştir. Bu venöz anomalinin oranı
konjenital kalp hastalığı olanlarda daha da arttığı bildirilmiştir
6. PSSVK' nın %92 oranında koroner sinüs
aracılığıyla sağ atriyuma, %8 oranında direk sol
atriyuma açılmaktadır
7. Çalışmamızdaki olguların
tamamında PSSVK'nın koroner sinüs yoluyla sağ
atriyuma açıldığı tespit edilmiştir. PSSVK' nın venöz
direnajı koroner sinüs yoluyla sağ atriyuma olduğu
zaman ve normal sağ süperior vena kava olduğunda
klinik açıdan sorun oluşturmamaktadır
8. Klinik
önem üst ekstremite venöz girişim ve kateterizasyonda
ortaya çıkmaktadır. PSSVK eğer izole ise selim
vasküler anomali olarak kabul edilmekle birlikte koroner
sinüs dilatasyonu sonucu his demetinin ve AV
nodun gerilmesine bağlı kardiyak aritmi gelişebilir.
Aynı zamanda koroner sinüs dilatasyonuna bağlı olarak
mitral kapağın kısmi etkilenmesi sonucu sol
atriyoventriküler akım etkilenebilir
9. Ancak PSSVK
sol atriyuma ve pulmoner venlere açıldığında sağdan
sola şanta sebebiyet vererek serebral emboli ve beyin
absesi riskini arttırabilir
10.
Yapılan bir çalışmada PSSVK'lı olguların
%17.6'sın da sağ süperior vena kavanın da olmadığı
tespit edilmiştir11. Tanıdaki ilk adım koroner sinüs
dilatasyonunun tespit edilmesidir. PSSVK' dan şüphelenmekle birlikte koroner sinüs dilatasyonu yapan
diğer nedenlerde göz önünde bulundurulmalıdır. Koroner
sinüse dökülen anomalili hepatik venler de koroner
sinüs dilatasyonu yapar. Ancak bu durumda koldan
yapılan kontrast enjeksiyonu sonrası kontrast madde
koroner sinüsten geçmez. Koroner sinüs dilatasyonu
yapan diğer bir sebep de KS'ye açılan total anormal
pulmoner venöz drenajdır. Bu anomalide atriyal septal
defekt ve sağdan sola geçiş olup sol atriyum arkasında
ortak venöz boşluk bulunur. Böyle bir hastada sağ veya
sol koldan yapılacak kontrast enjeksiyonu ile hem sağ
hem de sol kalp boşluklarında kontrast madde görülür12.
Normalde sağ atriyuma koroner sinüs yolu ile boşalan
PSSVK semptomatik değildir ve hemodinamik
bozukluğa yol açmaz. Çalışmamızdaki olgularda başvuru
semptomlarını açıklayabilecek ek hastalıklar
mevcut olduğundan dolayı semptomlar direk PSSVK
ile ilişkilendirilmedi. PSSVK tanısının konulması bazı
kardiyak invaziv girişimler için kolaylık sağlayabilir.
Bu yüzden yapılan transtorasik ekokardiyografi sırasında
koroner sinüs dilatasyonu tespit edilirse olası
PSSVK tanısı mutlaka araştırılmalıdır. Bu anomaliyi
ortaya koymanın önemi, kalbe sol süperior venöz sistemden
invaziv girişim düşünüldüğünde örneğin venöz
kateterizasyon, pacemaker ya da cardioverter
defibrilatör ihtiyacı olduğunda veya koroner arter
bypass greft cerrahisinde retrograd kardiyopleji uygulamasında
ortaya çıkmaktadır. Retrograd kardiyopleji
verildiğinde solüsyon PSSVK'ya kaçarak
kardiyoplejinin etkisini azaltır12. Yapılacak olan
venöz kateterizasyon, pacemaker ya da cardioverter
defibrilatör uygulamasında işlemi zorlaştırabilir4.
PSSVK ile beraber sağ SVK olmadığı durumlarda
pacemaker elektrodu yerleştirilmesinde problemler
yaşanabilir.
Ekokardiyografide koroner sinüs dilatasyonu varlığı
klinisyeni PSSVK olasılığına karşı uyarmalı ve
teşhis ajite salin kontrast ekokardiyografi ile desteklenmelidir.
Sol subklavian ven yoluyla yerleştirilen
kateter veya kılavuz tel eğer alışılmadık bir sol taraflı
inişte ise PSSVK olasılığı değerlendirilmelidir13.
PSSVK sol subklavian ven yoluyla sağ kalp ile ilgili işlemlerde teknik zorluklara neden olabilir. Bu yüzden
PSSVK tanısı konulmuş ise girişimsel işlemler için
alternatif yollar değerlendirilebilir.
Sonuç olarak, çalışmamızda yedi yeni PSSVK olgusu
tanımlanmıştır. Bu verilerle birlikte PSSVK'nın
Elazığ bölgesindeki sıklığı ile ilgili veri elde edilmiştir.
Yapılan transtorasik ekokardiyografide dilate koroner sinüs tespit edilmesi durumunda PSSVK akılda tutulması
gereken venöz bir anomalidir. PSSVK koroner
sinüs aracılığı ile sağ atriyuma boşaldığı durumlarda
klinik açıdan sorun oluşturmamakla birlikte gerekli
olabilecek girişimsel işlemler öncesinde tanısının konulması
yapılacak uygulamaları kolaylaştırabilir.