Özefagus hem insanlarda hem de kemiricilerde mukoza,
submukoza, tunika muskularis ve tunika adventisya/
seroza olmak üzere dört tabakadan meydana gelir
3,4. İnsan fetusları üzerine yapılan özefagus gelişimiyle
ilgili çalışmalarda farklı görüşte olan araştırıcılar
mevcuttur. Bazıları 16. hafta gibi erken dönemde özefagus
epitelinin çok katlı yassı epitel özelliğinde olduğunu
kaydederken
12, bazıları ise 26. haftadan sonra
bu özelliği kazandığını rapor etmişlerdir
13. Sorkun
ve ark sıçanlarda fetal 10. günde özefagusun tek katlı
prizmatik epitelle döşeliyken 15. günde 2-3 sıralı hücre
içeren çok katlı epitelle döşenmiş olduğunu gözlemlemişlerdir
14.
Çalışmamızda 21.günlük, 2 ve 19 aylık gruplarda
da özefagus lümeni kesintisiz fakat girintili çıkıntılı ve
epiteli keratinize çok katlı yassı epitel olarak gözlendi.
Tüm gruplarda bazal tabaka hücreleri uzun prizmatik
şekilli ve nukleusları belirgindi. Hücreler birbirine çok
yakın olarak konumlandığından dolayı hücre sınırları
ve interselüler mesafe net olarak seçilemiyordu. Üst
sıralardaki hücrelerin sitoplazmalarında keratohyalin
granüllerine rastlandı. Özefagus epitel kalınlığı açısından
grupları incelediğimizde; 21 günlük grubda epitel
kalınlığının 31.85±5.7μm, 2 aylık grubda 40.95±6.7
μm ve 19 aylık grubda 44.68±9.2 μm olduğunu tespit
ettik. Yaşla birlikte artan epitel kalınlığını her üç grupda
da istatistiksel olarak değerlendirdiğimizde aralarında
anlamlı derecede fark olduğunu gözlemledik
(p<0.01) (Tablo 1). Bazı araştırıcıların sıçanlarda yaptığı
çalışmalarda yaşla birlikte epidermis kalınlığının
arttığı bildirilmiştir. Bu araştırmalara göre yaşlanmayla
birlikte artan epitel kalınlığının nedeni azalmış dökülme14 ve bazal tabakadan itibaren keratinositlerdeki
şekil bozukluğudur15. Özefagus epitelinin de epidermis
gibi çok katlı yassı epitel olma özelliğinden
dolayı aynı nedenlerin özefagus içinde geçerli olduğunu
düşünmekteyiz.
Özefagus epiteli altında bulunan lamina propriya
kapillerlerden ve sinir liflerinden zengin gevşek bağ
dokusu yapısındadır5. Sorkun ve ark sıçanlarda
lamina propriyanın fetal 17. günde belirdiğini bildirmişlerdir13. Çalışmamızda tüm gruplarda lamina propriyayı kollajen fibrillerin düzenli dizilim gösterdiği,
aralarında çok sayıda fibroblastların olduğu gevşek
bağ doku yapısında gözlemledik. Özefagusa ait muskularis
mukoza genellikle longitudinal seyirli düz kas
liflerinden oluşan kesintili bir tabakadır3. Deney
gruplarımızda da muskularis mukoza tabakası kesintili
ve ince olarak gözlendi.
Özefagusa ait submukoza tabakası kollajen ve
elastik liflerden zengin kan ve lenf damarı, sinir lifi ve
ganglion hücresi içeren bağ dokusudur3,5. Tuncer
ve ark.’nın 17. ve 32. haftalardaki insan fetusları üzerine
yaptıkları çalışmada özefagus gelişim sürecinin 21.
haftadan sonra yoğun bir tunika mukoza ve submukoza
yapılanması ve organizasyonu sonucu 26. haftada büyük
ölçüde tamamlandığı rapor etmişlerdir16. Çalışmamızda
submukoza bol kollajen fibrillerinin olduğu
gevşek bağ dokusu yapısında bulunuyordu. Aralarında
saçılmış şekilde yerleşik fibroblastlar mevcuttu. Herhangi
bir bez yapısı içermemekteydi. Vaskularizasyon
iyiydi.
Tunika muskularis genellikle içte sirküler, dışta
longitudinal seyirli düz kaslardan oluşur. Bu tabaka
özefagusun 1/3 üst bölümlerinde tamamen çizgili kaslardan
oluşur. Özefagusun orta bölümlerinde bu tabakada
hem çizgili hem düz kaslara rastlanırken, özefagusun
1/3 alt bölümlerinde sadece düz kaslar bulunur7.
Çalışmamızda tüm gruplarda özefagusun tunika
muskularis tabakasının lümene yakın iç kısımda sirküler
dış kısımda longitudinal karakterde düz kas tabakası
içerdiği görülmektedir. Özefagusun tunika muskularis
kalınlığı açısından grupları incelediğimizde; 21 günlük
grubta tunika muskularis kalınlığının 128.9±23.1 μm, 2
aylık grubta tunika muskularis kalınlığının 207.8±38.5
μm ve 19 aylık grubumuzda ortalama tunika muskularis
kalınlığının 256.07±35.5 μm olduğunu tespit ettik.
Bu verilere göre yaşın artmasıyla birlikte tunika muskularis
kalınlığının arttığını gözlemledik. Bu ölçümleri
gruplar arasında istatistiksel olarak değerlendirdiğimizde
aralarında anlamlı fark olduğunu tespit ettik
(p<0.01) (Tablo 1). İnsanlarda ve sıçanlarda yaşlanmaya
bağlı olarak nöronal hücre kaybı gelişir17.
Volker ve ark özefagusda yaşa bağlı olarak ganglion
hücrelerinin anlamlı derecede azaldığını rapor etmişlerdir18. Kas kalınlığındaki artışın nedeni nöronal
inervasyondaki bu azalmaya bağlı olarak kas iş yükünün
artması olabilir. Tunika adventisya seroza özelliğinde
olan periton boşluğu içindeki kısa bölüm dışında,
bağ dokusu yani adventisya özelliğindedir3. Çalışmamızda
adventisya oldukça iyi gelişmiş organize bir
görünüm sergilemekteydi.
Memelilerde mide, özefagusun distalinde primitif
bağırsak kanalının genişlemesiyle gelişir4. Mide
duvarı tunika mukoza, submukoza, muskularis ve serozadan
oluşur3-5. Tunika mukoza epitel, lamina propriya
ve muskularis mukozadan meydana gelir3,5.
Özefagusun çok katlı yassı epiteli geçiş bölgesinde aniden midenin tek katlı prizmatik epiteline dönüşür15 ve bu epitel hem örtü, hem de salgı epiteli özelliği
gösterir3,5.
İnsanda midenin fundus ve korpus bölümlerinin
histolojik özellikleri bez yapıları dışında aynıdır. Sıçanda
ise midenin fundusu bezsizdir, mukozal katlantılardan
oluşan kutan mide de denilen bu bölüm çok
katlı yassı epitel ile döşelidir ve depo görevi görür.
Glandular bölge olarak tanımlanan korpus ise gastrik
çukurcuklarla karakterize tek katlı pirizmatik epitel ile
döşelidir19.
İnsanlarda fertilizasyonun 4. haftasında mide epitelinin
çok katlı ya da yalancı çok katlı epitel özelliği
gösterdiği ifade edilmiştir20. Sıçan21 ve insanlar
üzerinde yapılan çalışmalarda gebeliğin ilerlemesi ile
birlikte mide yüzeyinde çok katlı epitelin yer yer tek
katlı prizmatik yapıya dönüştüğü bildirilmiştir22.
İnsanlarda mide mukozası 2. ayın sonlarına doğru ruga
ve foveolaların görülmesi ile değişmeye başlar8.
Sıçanlarda foveola gastrikaların oluşumunun gebeliğin
16. 19. ve 20. günü geliştiği gibi farklı sonuçlar veren
birçok çalışmada mevcuttur21. Çalışmamızda tüm
gruplarda mide yüzeyinde tek katlı prizmatik epitel
mevcuttu. Gastrik rugae’lar belirgin olarak gözlendi.
Lamina propriya gevşek bağ dokusu özelliğindedir.
Lamina propriya hemen hemen tamamen mide
bezleri ile işgal edildiğinden dolayı bağ dokusu elemanlarını
izlemek zordur7. Lamina propriyada bulunan,
foveolalara açılan mide bezleri dallı tubuler bezlerdir.
Sıçanlarda bez gelişiminin bazı çalışmalarda21 gebeliğin 19. gününde, bir başka çalışmada gebeliğin
20. gününde, diğer bir kısım çalışmalarda ise
gebeliğin 20-21. günlerinde başladığı gözlenmiştir22. Çalışmamızda tüm gruplarda lamina propriyanın
bezlerle işgal edilmiş olması nedeniyle sıçan mide
bezlerinin ifade ettiğimiz çalışmalarla uyumlu olarak
doğumun hemen öncesi oluşmaya başladığını düşünmekteyiz.
Bir başka çalışmada ise Kammaraad bu
çalışmaların aksine sıçanlarda mide bezlerinin ilk olarak
doğumdan sonra ortaya çıktığını bildirmiştir23.
Mide bezleri döşeyen epitelde birbirinden farklı özelliklere
sahip beş tür hücre yer alır. Bunlar esas, pariyetal,
boyun mukus, enteroendokrin ve farklılaşmamış
hücrelerdir5.
Bizim çalışmamızda da 21 günlük grubumuzdan
itibaren tüm gruplara ait bezlerde hem pariyetal hem de
esas hücreler ayırt edildi.
Lamina propriya ile submukoza arasında içte sirküler
dışta longitidunal seyirli düz kas liflerinden oluşan
ince bir tabaka olan muskularis mukoza yer alır3,5. Çalışmamızda tüm gruplarda lamina muskularis
mukozanın oldukça ince olduğu görüldü.
Midenin gelişimi, yerleşimindeki değişikliklere
ilavaten çapının artması, lümeninin genişlemesi, duvarının
kalınlaşması, histolojik özelliklerinin değişmesi
ve hücresel farklılaşma gibi çeşitli değişimleri gerektirir24. Sıçanlar üzerine yapılan bazı çalışmalarda
midenin tunika mukoza kalınlıkları ölçülmüş ve yaşlı
sıçanlarda genç sıçanlara göre mukoza kalınlığının
anlamlı derecede artmış olduğunu rapor edilmiştir
(p<0.01)11.
Bizde çalışmamızda grupları mideye ait tunika
mukoza kalınlığı açısından incelediğimizde; 21 günlük
grubumuzda tunika mukoza kalınlığının 67.87±8.2 μm,
2 aylık grubumuzda tunika mukoza kalınlığının
127.76±21.8 μm ve 19 aylık grubumuzda tunika mukoza
kalınlığının 181.23±3 μm olduğunu tespit ettik. Bu
verilere göre yaşın artmasıyla birlikte tunika mukoza
kalınlığının arttığını ve bulgularımızın literatür bulgularıyla
uyumlu olduğunu gözlemledik. Tunika mukoza
kalınlığını tüm gruplar arasında istatistiksel olarak
değerlendirdiğimizde aralarında anlamlı fark olduğunu
tespit ettik (p<0.01) (Tablo 2).
Submukoza kollojen ve elastik lifler içeren bağ
dokusundan ibarettir13. Çalışmamızda tüm gruplarda
submukozada kollajen fibrillerin daha yoğun ve oldukça
organize bir görünüm sergilediği gözlendi. Aralarında
fibrillere paralel dizilmiş şekilde çok sayıda fibroblastlar
mevcuttu.
Tunika muskularis kalın bir düz kas tabakasıdır.
Üç yönde düzenlenmiş düz kas liflerinden oluşmuştur.
Dış tabakada longitudinal, orta tabakada sirküler, iç
tabakada ise obliktir. Longitudinal ve sirküler kaslar
özofagustaki kasların devamıdır, oblik kaslar kesintili
bir tabaka oluşturur3,5. Çalışmamızda tüm gruplarda
tunika muskularis kesit düzlemine göre yönü değişen
iki kas tabakasından oluşmaktaydı. Mide tunika
muskularis kalınlığı açısından grupları incelediğimizde;
21 günlük grubumuzda tunika muskularis kalınlığının
56.65±15 μm, 2 aylık grubumuzda tunika muskularis
kalınlığının 125.68±21.36 μm ve 19 aylık grubumuzda
tunika muskularis kalınlığının 174.07±22.5 μm
olduğunu tespit ettik. Bu verilere göre yaşın artmasıyla
birlikte tunika muskularis kalınlığının arttığını gözlemledik.
Mide tunika muskularis kalınlığını gruplar arasında
karşılaştırdığımızda aralarında anlamlı derecede
fark vardı (p<0.01) (Tablo 2).
Seroza midenin dış sınırlayıcı katıdır. İnce gevşek
bağ dokusu yapısındadır ve dıştan mezotel ile örtülüdür.
Çalışmamızda 21 günlük, 2 ve 19 aylık olmak
üzere farklı dönemlerdeki özefagus ve midedeki histolojik
değişikliklerini inceledik. Yaşa bağlı olarak özefagus
ve mide gelişimi boyunca büyüme, genişleme,
duvar kalınlığında artış ve histolojik bileşenlerinde
değişiklikler gözlenir. 21 günlük, 2 ve 19 aylık sıçanlarda
özefagus epitel ve tunika muskularis kalınlığı
ölçüldüğünde yaşa bağlı olarak kalınlığın anlamlı derecede
arttığı görüldü. Aynı şekilde sıçanlarda mide
tunika mukoza ve tunika muskularis kalınlığı ölçüldüğünde
yaşa bağlı olarak kalınlığın anlamlı derecede
arttığı gözlendi.
Sonuç olarak, bu çalışmada elde edilen sıçan özefagus
ve midesinde yaşa bağlı olarak meydana gelen değişimlerin diğer morfolojik çalışmalara ışık tutacağı
ve literatüre katkıda bulunacağı kanısını taşımaktayız.