Nörofibromatozis tip1 olgularının %30-50 si spontan mutasyon sonucu gelişir. Geri kalanı otozomal dominant şeklinde geçiş gösterir. NF tip1 de anormal gen 17. kromozomun kısa kolunda lokalizedir
6,7.
Nörofibromatozis tip 1ciltte çok sayıda cafe au lait lekeleri, aksiler inguinal çillenmeler, pleksiform nörofibromlar, iriste lisch nodülleri, beyin ve omurilikte tümörler, kemik anomalileri ile kendini gösterir3. Cafe au lait lekeleri en erken ve sürekli belirtilerdir. Nörofibromlar sıklıkla 10 yaşından sonra ve gövdede belirir. Pleksiform nörofibromlar ise sıklıkla yüz bölgesinde belirir, yerleşimlerine göre kutanöz, subkutanöz, nodüler ve diffüz pleksiform olmak üzere 4 tip nörofibrom tanımlanmıştır3,8,9.
Lisch nodülleri olarak adlandırılan irisin pigmente hamartomları en sık göz bulgusudur. Sıklıkla 6 yaşından sonra görülmektedir. NF1 de lisch nodülleri 6 yaşın civarında %10, 30 yaşın civarında % 50, 60 yaş civarında ise % 100 oranında görülür9-11.
Nörofibromatozis tip 1'in klinik karakteristiklerinden biri de benign ve malign tümörlerin oranının artmış olmasıdır12. NF tip1 de spinal tümörler hastaların yaklaşık %2 kadarında nörolojik semptomlara neden olurlar8. MPSKT insidansı, normal popülasyonda %0.0001 iken NF1'li hastalarda %2 ile %5 arasında tahmin edilmektedir12. Sporadik olgularda her iki cinste eşit oranda görülür, NF-1 olgularında ise erkeklerde daha çoktur. Bu tümörler genel popülasyonda 4. dekad civarında görülürken, NF1'li hastalarda daha erken, 3. dekad civarında görülür12. MPSK tümörü erişkin hastalarda ölüme neden olan önemli bir komplikasyondur10. MPSKT'nin %81'i NF-1'li hastalardır. Tanıda gecikme oldukça sıktır. Malign tümör tanısı konmasından aylar hatta yıllar öncesinde hastaların semptomları mevcuttur. 5 yıllık sağ kalım oranı %16-52 arasında değişmektedir12,13.
Malign periferik sinir kılıfı tümörü çoğu iğsi hücreli sarkomlardan ve önceki benign periferik sinir kılıfı tümöründen gelişir. Periferik sinir kılıfı diferansiyasyonu gösteren sarkomlar malign periferik sinir kılıfı tümörü adını alır. Sporadik ya da NF-1 üzerinde gelişir14. MPSKT'nin %81'i NF-1'li hastalardır13 ve NF-1'li hastalarda yaşam boyu gelişme riski %8-13 arasında değişmektedir.
Malign periferik sinir kılıfı tümörü daha çok büyük sinir traktüsleri üzerinde lokalize olur, en sık ekstremiteler ve gövde sinirlerinin proksimalinde yerleşir, daha az olarak baş-boyun bölgesinde yer alır. NF-1 olgularındaki MPSKT'leri santralde lokalize olur, bu nedenle daha kötü prognoz gösterir. Nörofibromların sayısı ve deri altı nörofibrom yükü MPSKT gelişimi için önemli bir risk faktörüdür15. NF1 ve MPSKT birlikteliği genç vakalarda sporadik MPSKT gelişenlerden daha kötü prognoza sahiptir.
Manyetik rezonans görüntülemede genellikle yağ baskılı sekanslarda yüksek sinyal dansitesi gösterirken merkezi alanlarda düşük sinyal yoğunluğu saptanır (merkez nokta işareti) ve kontrastlı MR da heterojen kontrastlı görüntü malignite ile ilşkilidir16.
Hastalığın kesin tanısı biyopsi ile konulur ve biyopsi ile nekroz varlığı mitoz ve pleomorfizm değerlendirilir. Tümorün derin yerleşimi, uzak metastaz ve >5cm lezyon varlığı kötü prognozu gösterir7.
Tedavide cerrrahi rezeksiyon ana basamağı oluşturmaktadır. Geniş cerrahi rezeksiyon sonrası bile nüks oranı %32-65 oranında değişmektedir. Yüksek-orta dereceli 5 cm' den büyük lezyonlarda cerrahi sonrası radyoterapi önerilmektedir ve çeşitli kemoterapi kombinasyonları kullanılmaktadır17. Buna rağmen 5 yıllık sağ kalım oranı %16-52 arasında değişmektedir7,12,18.
Sonuç olarak radiküler ağrı şikayeti ile başvuran nörofibromatozisli hastalarda semptomlar iyi değerlendirilmeli altta yatan malignite olasılığı düşünülüp gerekli görüntüleme yöntemleri planlanmalıdır.