Visseral otonom sinir sistemi tarafından stimülasyonu sağlanan kardiovaskuler sistem, daha çok parasempatik sinir sistemi etkisi altındadır
4. Vagal aktivitedeki artışın, fibrilasyona karşı koruyucu etki sağladığı çeşitli çalışmalarda raporlanmıştır
10. Son yıllarda yapılan çalışmalar ile ani kardiyak ölümü de içeren kardiyovasküler mortalite ile otonom sinir sistemi arasındaki ilişki açıkça ortaya konulmuştur
11. KHD ölçümü, kalp hızının vagal modülasyonu düzeyi hakkında kantitatif bilgi vermektedir. Azalmış KHD, kalp hastalarında ve sağlıklı bireylerde prognostik önemi olan güçlü ve bağımsız bir belirteçtir.
Kalp hızı değişkenliğinin zaman ve frekans bağımlı ölçüm yöntemleri ile parasempatik etkiyi sempatik etkiden ayırmak mümkündür. Zaman bağımlı parametrelerden SDNN otonom sinir sistemi dengesinin genel durumunu gösterirken, pNN50 ve RMSSD baskın olarak parasempatik aktiviteyi yansıtır12. HF, solunumsal sinüs aritmi ile ilişkili ve baskın olarak parasempatik aktivitenin göstergesidir. LF, sempatik aktivitenin baroreseptör kontrolü ile ilişkili olup aynı zamanda parasempatik aktiviteden de etkilenebilir. Dolayısıyla LF, hem sempatik hem de parasempatik sistemin etkisi altındadır. VLF'nin arkasındaki mekanizma tam olarak anlaşılamamıştır. LF/HF oranının ise genellikle sempatovagal dengeyi yansıttığı düşünülür13.
Literatürde, 276 sağlıklı gönüllüde yapılan ve yaş aralığı 23-67 olan bir çalışmada, pNN50, RMSSD, HF gibi vagal modülasyonu gösteren KHD parametrelerinde cinsiyet yönünden anlamlı fark tespit edilmezken, SDNN, SDANN, LF, LF/HF ve total güç parametreleri kadınlarda daha düşük saptanmıştır14. Yaş aralığı 35-55 olan 76 sağlıklı gönüllüde yapılan başka bir çalışmada cinsiyet açısından KHD parametreleri arasında farklılık tespit edilmemiştir15. Sağlıklı çocuklarda kalp hızı değişkenliğini değerlendiren çalışmalardan birinde yaş aralığı 1-20 olan 106 sağlıklı çocukta SDNN ve SDANN değerleri erkek çocuklarda daha yüksek tespit edilirken, SDNN-indeks, RMSSD, pNN50 değerlerinde cinsiyetler arasında farklılık olmadığı gösterilmiştir16. Çalışmamızda yaş aralıkları 4-17 yıl olan 51 sağlıklı çocukta cinsiyetler arasında KHD parametrelerinde anlamlı bir farklılık olmadığı saptandı.
Yetişkin yaş grubunda yapılmış bir çalışmada, KHD parametreleri ile yaş arasında negatif korelasyon tespit edilmiştir14. 210 yenidoğan ve 3-10 yaş arası çocuklarda yapılmış bir çalışmada ise zaman ve frekans bağımlı tüm parametreler ile yaş arasında anlamlı pozitif korelasyon tespit edilmiştir17. Benzer olarak, çalışmamızda da zaman ve frekans bağımlı KHD parametreleri ile yaş arasında anlamlı pozitif korelasyon tespit edildi. Yetişkin sağlıklı bireylerde yapılan diğer çalışmalardaki bulguların aksine bu çalışmada yaş ile KHD'nin artması, çocukluk yaş grubunda otonom sinir sisteminin henüz gelişim sürecini tamamlamamış olmasına bağlanabilir.
Yapılan bir çalışmada, sağlıklı çocuklardaki RMSSD ve pNN50 değerleri ile vücut kitle indeksinin anlamlı ilişkisi ortaya konulmuştur16. Kardiyak problemi olmayan 653 kişide yapılan bir çalışmada ise KHD ile vücut kitle indeksi arasında korelasyon olmadığı bildirilmiştir18. Benzer olarak bu çalışmada da KHD ile vücut kitle indeksi arasında ilişki tespit edilmedi.
Sonuç olarak, bu çalışma ile çocukluk döneminde, noninvaziv bir yöntem olarak otonomik tonustaki değişkenliğin kalp hızına yansımasına dayanan KHD'de kıyaslanabilir değerlere ulaşıldı. Sağlıklı çocuklarda ölçülen bu verilerin çocukluk çağında kardiyak otonomik tonus üzerine terapotik müdahaleler veya altta yatan hastalıkların etkilerini incelemek için kullanılabileceği düşüncesindeyiz.