[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2008, Cilt 13, Sayı 3, Sayfa(lar) 162-166
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Deneysel Formaldehit Zehirlenmesinde Omega-3 Yağ Asitlerinin Testislerdeki Antiapopitotik Etkileri: İmmunohistokimyasal Bir Çalışma
İlter KUŞ1, İsmail ZARARSIZ2, Nusret AKPOLAT3, Murat ÖGETÜRK1, Murat A. KUŞ4, Oğuz Aslan ÖZEN4, Mustafa SARSILMAZ1
1Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, ELAZIĞ
2Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, HATAY
3Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, ELAZIĞ
4Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, AFYON
Anahtar Kelimeler: Omega-3 Yağ Asitleri, Formaldehit, Testis, Apoptozis, İmmunohistokimya, Omega-3 Fatty Acids, Formaldehyde, Testis, Apoptosis, Immunohistochemistry
Özet
Amaç: İmmunohistokimyasal düzeyde yapmış olduğumuz bu araştırmada, testiküler doku üzerindeki formaldehit toksisitesinin özellikle apoptozis yönüyle incelenmesi amaçlandı. Ayrıca, bu toksisiteye karşı omega-3 yağ asitlerinin muhtemel koruyucu etkileri de değerlendirildi.

Gereç ve Yöntem: Araştırmamızda kullanılan toplam 21 adet Wistar-Albino cinsi erkek sıçanlar üç eşit gruba ayrıldı. Grup I (n=7)'deki sıçanlar kontrol olarak kullanıldı. Grup II (n=7)'deki hayvanlara gün aşırı olarak ve de intraperitoneal yolla formaldehit enjekte edildi. Grup III (n=7)'deki sıçanlara ise formaldehit enjeksiyonu ile birlikte intragastrik gavaj yoluyla ve günlük olarak omega-3 yağ asiti (Marincap kapsül®) verildi. İki haftalık deney süresi sonunda bütün sıçanlar dekapite edilerek testisleri çıkartıldı. Mikroskobik incelemeler için, testis doku örnekleri rutin histolojik prosedürlerden geçirilerek parafine gömüldü. Elde edilen parafin bloklardan alınan kesitler apoptozis varlığının belirlenmesi amacıyla immunohistokimyasal olarak Bax proteini ile boyandı. Hücre sitoplazmalarında gözlenen immunohistokimyasal Bax boyanmasının şiddeti semi- kantitatif olarak derecelendirildi.

Bulgular: Kontrol grubu sıçanlarına ait testis doku kesitlerinde herhangi bir Bax boyanması gözlenmezken, formaldehite maruz kalan gruba ait doku preparatlarında şiddetli derecede immunohistokimyasal Bax boyanmasının olduğu tespit edildi. Formaldehit enjeksiyonu ile birlikte omega-3 yağ asitleri verilen sıçanlara ait testis doku kesitlerinde ise immunohistokimyasal Bax boyanmasının minimal derecede olduğu görüldü.

Sonuç: İmmunohistokimyasal olarak gerçekleştirilen bu çalışma bulgularına göre, omega-3 yağ asitleri formaldehitin testislerde neden olduğu apoptozisi önlemektedir. ©2008, Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Kimyasal formülü CH2O olan formaldehit birçok alanda yaygın olarak kullanılan bir aldehit türevidir. Oda sıcaklığında kolaylıkla gaz haline dönüşebilen bu madde, renksiz ve keskin kokuludur. Kuvvetli bir elektrofilik özelliğe sahip olan formaldehit, organizmaya dışarıdan alındıktan sonra karaciğerde ve eritrositlerde formaldehit dehidrogenaz (FDH) katalizörlüğünde formik asit'e metabolize olur. Vücut içerisinde depo edilmeyen CH2O, ya formik asit'e dönüşerek idrar ve feçes yoluyla ya da karbondioksit'e okside olarak solunumla atılır1,2.

    Kanserojenik karakterde olduğu ortaya konulan CH2O; sinir sistemi, solunum sistemi ve sindirim sistemi gibi birçok sistem üzerinde zararlı etkiler göstermektedir. Formaldehit üretiminin gerçekleştirildiği veya kullanıldığı endüstriyel sahalardaki meslek grupları ile tıp laboratuarlarında çalışan kişiler bu kimyasal maddenin olumsuz etkileri ile karşı karşıya kalmaktadırlar1-7.

    Üreme fonksiyonları üzerinde de olumsuz etkiler gösteren formaldehit'in, germ hücrelerine zarar verdiği ve fertilite problemlerine yol açtığı bildirilmiştir8. Deneysel olarak yapılan araştırmalarda, CH2O maruziyetinin testis histolojik yapısını bozduğu, sperm sayısı ve kan testosteron düzeylerini azalttığı ortaya konmuştur9-11. Bunun yanı sıra, formaldehit uygulamasının testiküler dokuda apoptozise de neden olduğu ifade edilmiştir12.

    Omega-3 yağ asitleri olarak bilinen dokozaheksanoik asit (DHA), eikozapentaenoik asit (EPA) ve α-linolenik asit (ALA) hücre membranının yapısına katılan esansiyel yağ asitleridir ve hücrenin normal fonksiyonlarını sürdürebilmesi için gereklidirler. DHA ve EPA ise uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri (PUFA) üyelerinden olup balık yağında bol miktarda bulunurlar13-15. Daha önce yapılmış olan araştırmalarda, omega-3 yağ asitlerinin antioksidan, antienflamatuar, antihipertansif ve antiapoptotik özelliklere sahip olduğu bildirilmiştir6,16-19.

    Deneysel olarak gerçekleştirmiş olduğumuz bu çalışmada ise, testiküler doku üzerindeki formaldehit toksisitesi özellikle apoptozis yönüyle ve de immunohistokimyasal yöntemler kullanılarak incelenmiştir. Ayrıca çalışmamızda, formaldehit toksisitesine bağlı meydana gelen apoptotik değişikliklere karşı omega-3 yağ asitlerinin koruyucu etkisi de araştırılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışmamızda, Wistar-Albino cinsi toplam 21 adet ergin erkek sıçan kullanıldı. Hayvanlar üç eşit gruba ayrıldı. Kontrol grubu olarak düzenlenen hayvanlara (Grup I) gün aşırı olarak ve intraperitoneal (i.p) yolla sadece serum fizyolojik enjekte edildi. Grup II'ye ait olan sıçanlara ise, yine gün aşırı olarak ve serum fizyolojik ile 1/10 oranında sulandırılmış 10 mg/kg dozundaki formaldehit i.p olarak uygulandı. Grup III'deki sıçanlara da gün aşırı olarak enjekte edilen formaldehitin yanı sıra, 400 mg/kg dozundaki omega-3 yağ asiti (Marincap kapsül®) intragastrik gavaj yoluyla günlük olarak verildi.

    İki haftalık deney süresi sonunda bütün hayvanlar dekapitasyon yöntemiyle öldürüldü. Sıçanların testisleri çıkartılarak çevre dokulardan temizlendi. Mikroskobik incelemeler için, testis doku örnekleri rutin histolojik prosedürlerden geçirilerek parafine gömüldü. Elde edilen parafin bloklardan alınan 5 mm kalınlığındaki kesitler poly-L-lysine ile kaplı lamlar üzerine yerleştirildi. Daha sonra lamlar immunohistokimyasal olarak boyandı. İmmunohistokimyasal boyama Avidin-biyotin-peroksidaz yöntemi (ABC Metodu) ile gerçekleştirildi. Primer antikor olarak Bax monoklonal IgG1 kullanıldı. Bu işlemlerden geçirilerek boyanan testis doku kesitleri Olympus BX50 araştırma mikroskobu ile değerlendirildi. İmmunohistokimyasal olarak hücre sitoplazmalarında gözlenen Bax boyanmasının şiddeti 0'dan +5'e kadar semi-kantitatif olarak derecelendirildi. (0: yok; +1: minimal; +2: az; +3: orta; +4: çok; +5: şiddetli).

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Bütün gruplara ait testis doku kesitlerinde gerçekleştirilen ve de apoptozisin varlığını ortaya koymak için yapılan immunohistokimyasal Bax boyamaları değerlendirildi.

    Kontrol grubu sıçanlarına ait doku kesitleri incelendiğinde, gerek seminifer tubül duvarındaki spermatogenetik hücrelerde, gerekse Leydig hücrelerinde herhangi bir Bax boyanmasının olmadığı (0) görüldü (Şekil 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Kontrol sıçanlarına ait testis doku kesitinin görünümü. Seminifer tubül duvarındaki spermatogenetik hücrelerde ve interstisyel alanda yer alan Leydig hücre sitoplazmalarında immunohistokimyasal Bax boyanmasının negatif olduğu dikkati çekmekte. X40.

    Formaldehite maruz kalan hayvanlarda, hem spermatogenetik hem de Leydig hücre sitoplazmalarında gözlenen immuno-histokimyasal Bax boyanmasının şiddetli derecede (+5) olduğu belirlendi (Şekil 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: Formaldehit uygulanan gruba ait testis doku kesitleri incelendiğinde, hem seminifer tubül duvarındaki spermatogenetik hücre sitoplazmalarında (kalın ok) hem de Leydig hücre sitoplazmalarında (ince ok) şiddetli bir Bax boyanmasının olduğu göze çarpmakta. X20.

    Formaldehit enjeksiyonu ile birlikte omega-3 yağ asitleri verilen grupta ise spermatogenetik hücrelerde immunohisto-kimyasal Bax boyanması gözlenmezken (0), sadece Leydig hücre sitoplazmalarında minimal derecede (+1) bir boyanmanın olduğu tespit edildi (Şekil 3).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 3: Formaldehit maruziyeti ile birlikte omega-3 yağ asitleri verilen gruba ait testis doku preparatının görünümü. Spermatogenetik hücrelerde immunohistokimyasal Bax boyanması gözlenmezken, Leydig hücre sitoplazmalarında (ok) minimal derecede bir boyanmanın olduğu görülmekte. X40.

    İmmunohistokimyasal olarak gerçekleştirmiş olduğumuz bu değerlendirmeler sonucunda, formaldehit enjeksiyonu sonucu testiküler dokuda meydana gelen apoptotik değişikliklerin omega-3 yağ asitleri tarafından baskılandığı ortaya kondu.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    DNA, RNA, doymamış yağ asitleri ve proteinler ile non-enzimatik olarak birleşme eğiliminde olan formaldehit mutajenik ve kanserojenik etkilere sahiptir. Deneysel olarak yapılan çalışmalarda, formaldehit'in sinir sistemi, solunum sistemi ve sindirim sistemi gibi birçok sistem üzerinde olumsuz etkilerinin olduğu bildirilmiştir. Alerjik ve hematolojik etkilere de sahip olan bu madde göz üzerinde de zararlı etkilerini göstermektedir1-7.

    Üreme sistemine ait organlar da formaldehit toksisitesinden etkilenmektedir. Her iki cinste de fertilite problemlerine yol açtığı belirlenen formaldehitin germinal hücrelere zarar verdiği ortaya konmuştur8. Teratojenik karaktere sahip olan formaldehitin kadınlarda menstruel fonksiyonları bozduğu ve spontan düşüklere neden olduğu bildirilmiştir20,21. Yine deneysel olarak yapılan çalışmalarda, formaldehitin erkek üreme sistemi üzerindeki olumsuz etkileri de ortaya konmuştur. Formaldehit maruziyetinin testis morfolojik yapısında değişikliklere neden olduğu ve kan testosteron düzeylerini düşürdüğü belirtilmiştir9-11,22-24. Ayrıca, formaldehit maruziyetinin testiküler dokuda apoptozise de yol açtığı ifade edilmiştir12.

    Apoptozis, birçok fizyolojik ve patolojik olaylarda meydana gelen programlanmış hücre ölümüdür. Apoptotik sürecin başlamasında hücre içi ve hücre dışı kökenli ölüm sinyalleri etkili olur. Bu uyarılara maruz kalan hücrede, ilgili genetik mekanizma harekete geçer ve apoptozis başlar. Metabolizma ve siklus bozuklukları, hiperkalsemi, pH değişiklikleri gibi etkiler hücre içinden kaynaklanan sinyallerdir. Hücre dışından gelen sinyaller ise, ultraviyole ışınları, hipoksi, ısı değişiklikleri, anti-kanser ilaçlar ve toksik maddelerdir12,25,26.

    Mitokondri apoptozis olayında önemli rol oynar. Mitokondriyal yol, sitotoksik ajanlar ve oksidatif baskı gibi çeşitli hücre içi ve hücre dışı etkiler sonucu aktive olur. Apoptotik sinyaller, mitokondriye ait iç ve dış membranlar arasındaki boşluktan sitoplazmaya doğru sitokrom c salınmasına neden olur. Sitoplazmaya salınan sitokrom c, burada apaf-1'e (apoptotic protease activating factor 1) tutunur. Apaf-1'e tutunan sitokrom c sitoplazmada apoptozom oluşumuna neden olur. Meydana gelen apoptozomlar ise, kaspazları aktive eder. Sonuç olarak, kaspazların aktivasyonu da apoptozise yol açar27.

    Hücrelerdeki apoptotik sürecin kontrol edilmesinde mitokondriyal moleküller önemli bir rol üstlenir. Apoptozis sürecinde Bcl-2, Bax ve Bcl-X görev alan başlıca mitokondri molekülleridir. Bcl-2 ailesi pro-apoptotik (Bax, Bak, Bad, Bcl-XS) ve anti-apoptotik (Bcl-2, Bcl-XL) üyeleri içerir26. Bu üyelerin mitokondrileri etkilemesi sonucu sitokrom c ya sitoplazmaya salınır (apoptozisin başlaması) ya da salınım baskılanır (apoptozisin inhibisyonu). Pro-apoptotik ve anti-apoptotik üyeler arasındaki denge sitokrom c salınmasında önemli bir role sahiptir.

    Bcl-2, Bax'ın mitokondriyal membrana tutunmasını engelleyerek, sitoplazmaya olan sitokrom c salınımını inhibe eder ve apoptozis engellenir. Olayın bu şekilde gerçekleşmediği durumlarda ise, Bax mitokondriyal membrana tutunarak sitoplazmaya olan sitokrom c salınmasını aktive eder ve apoptozis oluşur. Sonuç olarak, bir hücre sitoplazmasında immunohistokimyasal olarak Bax proteininin gösterilmesi o hücrede apoptozisin meydana geldiğini ortaya koyar28-30.

    Yapmış olduğumuz bu çalışmada da, CH2O uygulaması sonucu hem seminifer tubül duvarındaki spermatogenetik hücrelerde hem de leydig hücrelerinde apoptozisin meydana geldiği immunohistokimyasal değerlendirme ile ortaya konmuştur. Spermatogenetik hücrelerde belirlemiş olduğumuz apoptozis, formaldehit toksisitesine bağlı olarak testislerde sperm üretiminin olumsuz yönde etkilendiğini işaret etmektedir. Leydig hücrelerinde gözlenen apoptotik değişiklikler ise testosteron üretiminin azalmış olabileceğini ifade etmektedir. Bu nedenle, elde etmiş olduğumuz bu mikroskobik bulgular daha önce yapılmış olan histolojik çalışmaların sonuçları ile uyum göstermektedir.

    Balık yağında bol miktarda bulunan omega-3 yağ asitlerinin (DHA, EPA ve ALA), antienflamatuar ve antihipertansif özelliklere sahip olduğu ve bu nedenle organizma için koruyucu olduğu ifade edilmiştir16,17,31. Daha önce yapılmış olan deneysel çalışmalarda, omega-3 yağ asitlerinin oksidatif hasara karşı da koruyucu etkilerinin olduğu bildirilmiştir31.

    Lonergan ve ark.32 sıçanlar üzerinde yapmış oldukları çalışmalarında, gama radyasyon maruziyeti ile hipokampusta oluşan nöronal hasar üzerine EPA'nın koruyucu etki gösterdiğini bildirmişlerdir. Yine, Martin ve ark.33 radyasyon ve yaşlılığa bağlı olarak beyinde meydana gelen apoptotik değişiklikler üzerine EPA'nın düzeltici etkisinin olduğunu göstermişlerdir. Benzer şekilde biz de daha önce yapmış olduğumuz araştırmalarda, formaldehit maruziyetine bağlı olarak prefrontal korteks, akciğer ve böbreklerde oluşan oksidatif hasarın omega-3 yağ asitleri tarafından önlendiğini ortaya koyduk6,18,19.

    Organizmaya ait biyomembranlar ve hücre içi organeller; membran fosfolipitlerindeki PUFA (çoklu doymamış yağ asitleri) varlığı nedeniyle oksidatif ataklara duyarlıdır. PUFA, hücresel fonksiyonun yapılabilmesi ve özellikle hücre membranı, endoplazmik retikulum ve mitokondri gibi hayati öneme sahip organeller için gereklidir. Omega-3 yağ asitleri olarak bilinen DHA ve EPA da PUFA üyelerinden olan yağ asitleridir. Bu nedenle; omega-3 yağ asitlerinin, oksidatif süreç içerisine giren dokudaki azalmaya yüz tutmuş PUFA yerine geçmek suretiyle koruyucu etkisini gösterdiği ileri sürülmüştür34-36.

    Yapmış olduğumuz immunohistokimyasal değerlendirmelerde de, formaldehit maruziyeti sonucu spermatogenetik ve leydig hücrelerinde meydana gelen apoptozisin omega-3 yağ asitleri tarafından baskılanmış olduğu tespit edilmiştir. Deneysel olarak gerçekleştirmiş olduğumuz bu çalışma sonucunda, formaldehit'in testiküler dokuda oksidastif hasara bağlı olarak apoptozise neden olduğu ve bu apoptotik değişikliklerin omega-3 yağ asitleri verilmesiyle önlendiği ortaya konmuştur.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Smith AE. Formaldehyde. Occup Med 1992; 42: 83-88.

    2) Usanmaz SE, Akarsu ES, Vural N. Neurotoxic effects of acute and subacute formaldehyde exposures in mice. Envir Toxicol Pharmacol 2002; 11: 93-100.

    3) Monteiro Riviere NA, Popp JA. Ultrastructural evaluation of acute nasal toxicity in the rat respiratory epitelium in response to formaldehyde gas. Fundam Appl Toxicol 1986; 6: 251-262.

    4) Morgan KT, Patterson DL, Gross EA. Responses of the nasal mucociliary apparatus of F-344 rats to formaldehyde gas. Toxicol Appl Pharmacol 1986; 82: 1-13.

    5) Kilburn KH, Warshaw R, Thornton JC. Formaldehyde impairs memory, equilibrium, and dexterity in histology technicians: effects which persist for days after exposure. Arch Environ Health 1987; 42: 117-120.

    6) Zararsiz I, Kus I, Akpolat N, et al. Protective effects of omega-3 essential fatty acids against formaldehyde-induced neuronal damage in prefrontal cortex of rats. Cell Biochem Funct 2006; 24: 237-244.

    7) Songur A, Akpolat N, Kus I, et al. The effects of the inhaled formaldehyde during the early postnatal period in the hippocampus of rats: a morphological and immunohistochemical study. Neurosci Res Commun 2003; 33: 168-178.

    8) Thrasher JD, Kilburn KH. Embryo toxicity and teratogenicity of formaldehyde. Arch Env Health 2001; 56: 300-311.

    9) Chowdhury AR, Gautam AK, Patel KG, Trivedi HS. Steroidogenic inhibition in testicular tissue of formaldehyde exposed rats. Indian J Physiol Pharmacol 1992; 36: 162-168.

    10) Sarsılmaz M, Özen OA, Akpolat N, Kuş İ, Songur A. Subakut dönemde solunan formaldehitin sıçanların Leydig hücreleri üzerindeki histopatolojik etkileri. Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 1999; 13: 37-40.

    11) Ozen OA, Akpolat N, Songur A, et al. Effect of formaldehyde inhalation on Hsp70 in seminiferous tubules of rat testes: an immunohistochemical study. Toxicol Ind Health 2005; 21: 249-254.

    12) Kuş MA. Sıçanlarda formaldehit maruziyetiyle testislerde oluşan morfolojik değişiklikler üzerine melatonin hormonunun koruyucu etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Afyon: Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi Bölümü, Afyon 2007.

    13) Nordoy A. Is there a rational use for n-3 fatty acids (fish oils) in clinical medicine? Drugs 1991; 42: 331-342.

    14) Bourre JM, Bonneil M, Chaudiere J, et al. Structural and functional importance of dietary polyunsaturated fatty acids in the nervous system. Adv Exp Med Bio 1992; 318: 211-229.

    15) Masters C. Omega-3 fatty acids and the peroxisome. Mol Cell Biochem 1996; 165: 83-93.

    16) Stone NJ. Fish consumption, fish oil, lipids and coronary heart disease. Am J Clin Nutr 1997; 65: 1083-1086.

    17) Miyasaka CK, Alves de Souza JA, Torres RP, et al. Effects of the administration of fish oil by gavage on activities of antioxidant enzymes of rat lymphoid organs. Gen Pharmacol 1998; 30: 759-762.

    18) Zararsız İ, Sönmez MF, Yılmaz HR, ve ark. Sıçanlarda formaldehit uygulamasıyla akciğerlerde oluşan hasar üzerine omega-3 yağ asitlerinin koruyucu etkisi. Selçuk Tıp Dergisi 2004; 20: 93-98.

    19) Zararsiz I, Sonmez MF, Yilmaz HR, et al. Effects of -3 essential fatty acids against formaldehyde-induced nephropathy in rats. Toxicol Ind Health 2006; 22: 223-229.

    20) Halperin WE, Goodman M, Stayner L, et al. Nasal cancer in a worker exposed to formaldehyde. JAMA 1983; 249: 510-516.

    21) Taskinen H, Kyyronen P, Hemminki K, et al. Laboratory work and pregnancy outcome. J Occup Med 1994; 36: 311-319.

    22) Zhou DX, Qui SD, Zhang J, Tian H, Wang HX. The protective effect of vitamin E against oxidative damage caused by formaldehyde in the testes of adult rats. Asian J Androl 2006; 8: 584-588.

    23) Tang M, Xie Y, Yi Y, Wang W. Effects of formaldehyde on germ cells of male mice. Wei Sheng Yan Jiu 2003; 32: 544-548.

    24) Majumder PK, Kumar VL. Inhibitory effects of formaldehyde on the reproductive system of male rats. Indian J Physiol Pharmacol 1995; 39: 80-82.

    25) Öztürk F. Apopitoz. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2002; 9: 143-148.

    26) Ergin M. Apoptosis. Arşiv 2002; 11: 495-504.

    27) Lawen A, Grutter MG. Caspases: key players in programmed cell death. Curr Opin Struct Biol 2000; 10: 649-655.

    28) Deveraux QL, Schendel SL, Reed JC. Antiapoptotic proteins. The bcl-2 and inhibitor of apoptosis protein families. Cardiol Clin 2001; 19: 57-74.

    29) Friedlander RM, Hengartner MO. The biochemistry of apoptosis. Nature 2000; 1407: 770-776.

    30) Gross A, McDonnell JM, Korsmeyer SJ. Bcl-2 family members and the mitochondria in apoptosis. Genes Dev 1999; 13: 1899-1911.

    31) Sarsilmaz M, Songur A, Ozyurt H, et al. Potential role of dietary omega-3 essential fatty acids on some oxidant/antioxidant parameters in rats' corpus striatum. Prostag Leukotr Ess 2003; 69: 253-259.

    32) Lonergan PE, Martin DS, Horrobin DF, Lynch MA. Neuroprotective effect of eicosapentaenoic acid in hippocampus of rats exposed to gamma-irradiation. J Biol Chem 2002; 277: 20804-20811.

    33) Martin DS, Lonergan PE, Boland B, Fogarty MP, Brady M. Apoptotic changes in the aged brain are triggered by interleukin1-induced activation of p38 and reversed by treatment with eicosapentaenoic acid. J Biol Chem 2002; 277: 34239-34246.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]