Temel bir geriatrik yaklaşımın hedefi çok sayıda komplike tıbbi problemi olan morbiditeli yaşlı hastanın işlevselliğini ve bilişsel fonsiyonlarını arttırmak ve ayrıca mortaliteyi azaltmaktır
6. Bu bağlamda yaşlılıktaki hastalıkların tespitinde ruh sağlığı hizmetine ulaşılabilirliği açısından acil servisler önem kazanmaktadır. Yaşlıların ruh sağlığı acil servisine başvurularını inceleyen çalışmamızda hastaların yaş ortalaması 73.68 hesaplandı. Çeşitli çalışmalarda yaş ortalaması 73.4-78 arasında bulunmuştur
7. Çalışmamızda kadınların yaş ortalaması erkeklerden yüksekti, bu durum kadınların ortalama yaşam sürelerinin daha uzun olmasıyla ilişkilendirilebilir
8. Ayrıca genç yaşlıların acil servise orta ve ileri yaşlılardan daha fazla başvurduğu saptandı. Bu durum Türkiye’deki nüfus dağılımlarına bakıldığında genç yaşlı grubunun nüfusunun fazla olması ile açıklanabilir. Bununla birlikte ileri yaşlıların düşük oranda başvurusunun nedeni bu hastaların sağlık hizmetine daha zor ulaşıyor olması olabilir. ABD Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi’nin (NCHS) çalışmasında tıbbi acil servise başvuran yaşlı hastaların % 31.4’ünü 65-74 yaş grubunun, % 55.8’ini 75 yaş ve üstü grubun oluşturduğu tespit edilmiştir
6. Yaşlılıkta artan medikal komorbiditeler nedeniyle tıbbi acil başvuruları artmaktadır. Tersine psikiyatrik acillerde yaşın ilerlemesiyle birlikte bilişsel fonksiyonların bozulması ve bakıma ihtiyaç duyma ruhsal yardım arayışında azalmayla sonuçlanıyor olabilir. Literatürde yaşlı hastalarla ilgili yapılan birçok çalışmada ortalama yaşam süresi daha uzun olarak bilinen kadın cinsiyetin acil servislere daha fazla başvurduğu tespit edilmiştir
9. Çalışmamızda erkeklerin başvuru sayısının fazla olduğu görüldü. Kadınların kültürel nedenlerle sosyal yaşamda geri planda oluşu psikiyatrik yardıma ulaşmayı kısıtlıyor olabilir. Ayrıca hastanemizin bulunduğu bölgede psikiyatri alanında dal hastanesi olması nedeniyle oluşan ruhsal hastalıklara yönelik damgalanma da başvuruları etkileyebilir. Ruh sağlığı problemi olan yaşlılar damgalanma nedeniyle öncelikle genel tıbbi hizmet verilen acil polikliniklerine başvuruyor olabilirler. Geriyatrik yaş grubunda damgalanmanın etkileri araştırılabilecek bir alan olarak görülmektedir. Ruh sağlığı ile ilişkili acil servise başvuru nedenlerini inceleyen bir çalışma; yaşlı hastaların uyum bozukluğu, psikotik bozukluk, anksiyete bozukluğu tanılarıyla daha sık başvurduğunu ve beden sağlığını gerçekçi algılayanların başvuru oranlarının yüksek olduğunu saptamıştır. Aynı çalışmaya göre ruh sağlığı hastaları genel acil servislere de sık başvurmaktaydılar
10. Ülkemizde yapılan bir çalışmada yaşlı bireyler arasında en sık (%42.1) anksiyete bozukluğu saptanmıştır
11. Bizim çalışmamızda herhangi bir tanı grubunun acil servise başvuru sıklığında anlamlı fark saptanmamıştır, ancak depresyon ile anksiyete bozukluğu hastalarının acil servise diğer psikiyatrik tanılara göre daha sık başvurduğu belirlenmiştir. Depresyon ilk sırada (%25.9, n=48) yer alırken anksiyete bozukluğu (%23.8, n=44) ikinci sırada yer almıştır. Yaşlılarda anksiyete bozuklukları ve depresyon, demans ile en sık komorbid saptanan psikiyatrik rahatsızlıklardır
12. Çalışmamızda bu ruhsal hastalıklar demans erken tanısının önem kazandığı genç yaşlı grupta yüksek oranda saptanmıştır. Ülkemizdeki bir çalışmada demans hastalarının %8.8’ine depresyon ve %3.5’ine anksiyete bozukluğu eşlik ettiği görülmüştür
11. Birden fazla bilişsel alanda ilerleyici bir düşüşle ilişkili yaygın bir nöropisikiyatrik sendrom olan demans %50’si 85 yaş üzerinde olmak üzere %8-10 arası kişiyi etkiler
13. Çalışmamızda da özellikle ileri yaşta yüksek oranda saptanan demans, yaşlıların topluma uyumlarını bozan, bakımlarını güçleştiren önemli bir sağlık problemidir. Türkiye’de demans prevalansı için kesin rakamlar vermek güçtür ama gelişmiş ülkelerde 65 yaş ve yukarı nüfusta % 10-12, 85 yaş ve yukarı nüfusta % 30’lara ulaşan oranda bildirilmektedir
14. Demans tanısı alan kişilerin %80’inde demansın davranışsal veya psikolojik belirtilerine rastlanır. Ajitasyon, agresyon, delüzyonlar, halüsinasyonlar ve yanlış tanıma, çığlık ve tekrarlayan sesler, sirkadyen ritim düzensizlikleri ve gezinmeyi içeren belirtiler görülebilir. Psikiyatrik ve tıbbi acil başvurularında demansla ilişkili belirtilerin ve psikiyatrik komorbiditelerin klinisyenlerce fark edilmesi yaşlı nüfusta ilerleyici bir hastalık olan demansın erken tanısı açısından önemlidir. Depresyon yaşlılarda çeşitli psikiyatrik bozukluklar içinde sıklığı en yüksek ruhsal hastalıktır
9,15. Çalışmamızda da geriatrik hastaların acil başvurularında en sık % 25.9 oranında depresyon tanısı saptanmıştır. Yaşlı grupta depresyon prevalansı %11,3 olarak bildirilmektedir
16. Ülkemizde yapılan huzurevi ve evde yaşayan yaşlıların depresyon prevalansını karşılaştıran bir çalışmada evde yaşayanların depresyon oranı %24.3 saptanmıştır
17. Depresyon çeşitli tıbbi hastalıkların yakınmaları ile belirtilerinin çakışabilmesi ve tanısının gecikmesi gibi nedenlerle sıklıkla atlanır veya yetersiz tedavi edilir
9,15. Yaşlılarda depresyon hakkındaki 20 prospektif çalışmayı inceleyen bir meta-analiz yas, uyku bozukluğu, engellilik, kadın cinsiyet ve özgeçmişteki depresyon öyküsünün artmış depresyon riskiyle ilişkili olduğunu işaret etmiştir
18. İntihara teşebbüs eden yaşlı bireylerdeki en yaygın risk faktörünün depresyon olduğu saptanmıştır
19. Yaşlılardaki suisid girişimlerinin gençlerle karşılaştırıldığında sıklıkla fatal sonuçlandığı göz önüne alındığında depresyon ilk tanı ve tedavisi oldukça önemlidir
20. Çalışmamızda depresyon cinsiyet ve yaşam alanı değişkenlerinden istatistiksel olarak etkilenmemiştir. Ülkemizde yapılan ve bilişsel düzey ile depresyon ilişkisini inceleyen bir çalışmada da sonuç benzerdir
10.Çalışmamızda genç yaşlı grupta şizofreni spektrum bozuklukları ve bipolar bozukluğu içeren tanılar sık rastlanırken 85 yaş ve üzeri grupta saptanmamıştır. Bu durum psikotik bozuklukta artmış medikal hastalıklar ya da suisid riski gibi faktörlere bağlı ortaya çıkan mortalite artışıyla ilişkili olabilir
21. Ayrıca kronik psikotik bozukluk hastalarındaki nörokognitif bozulma ayırıcı tanıda karıştırıcı olup demans lehine de yorumlanıyor olabilir. Çalışmamızda psikiyatrik acil servise başvuran hastaların % 8.6’sı medikal hastalık, % 1.6’sı ise deliryum tanısı almıştı. Yaşlılarda deliryum etiyolojisinde metabolik ve serebrovasküler hastalıklar, enfeksiyonlar, kardiyovasküler hastalıklar, ilaçlar, travma ve alkol kullanımıyla ilişkili nedenler yer alabilmektedir
22 65 yaşın üzerindeki kişilerin %80’inde en az bir komorbidite bulunmaktadır. Psikiyatrik acil servise başvuran geriatrik hastalarda var olan psikiyatrik komorbiditeler fiziksel hastalık ayırıcı tanısında karıştırıcı olabilmektedir. Komorbid fiziksel hastalıkların eşlik ettiği geriatrik depresyonu değerlendirmenin ve ayırt etmenin güçlüğü düşünüldüğünde bu durumun tam tersi de doğrudur
23. Komorbid tanılar hem ayırıcı tanıda hem de psikiyatrik tedaviye uyum sürecinde güçlük yaratabilir. On yıllık bir izlem çalışmasında yaşlılarda madde kullanım bozukluklarının erkek cinsiyette daha sık olduğu ve depresyonun en sık (%26.1) komorbid hastalık olduğu gösterilmiştir
24. Çalışmamızda da yaşlılarda bağımlılık yapıcı madde testi için erkek cinsiyetin daha sık başvurduğu görüldü.
Psikiyatrik acil servis çalışanlarında yaşlılardaki psikiyatrik hastalıklara farkındalığın artması, komorbiditelerin göz önünde bulundurulması, hastalıkların erken tanı ve tedavisinde önem taşımaktadır. Geriyatrik hastalarda özellikle suisid riski açısından önem taşıyan depresyonun ve diğer ruhsal hastalıkların ayırt edilmesinde başvuru şikayetlerinin kayıt altına alınmasının yarar sağlayacağı düşünülmüştür. Tek merkezli olması ve geriye dönük planlanması çalışmamızın önemli kısıtlılıklarındandır. Bir diğer kısıtlılık ise yalnızca kurum kayıt sisteminde bulunan değişkenlere ulaşılabilmiş olmasıdır. Ruh sağlığı acil servisimize başvuran olgular Türkiye’deki geriatrik olguları farklı nedenlerle tam olarak temsil etmiyor olabilir. Yaşlı bireylerin yaşam kalitesinin arttırılmasında yeni stratejiler geliştirilmesine aracılık edecek çok merkezli prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.