Genellikle motorlu araç içi trafik kazaları sonrası ortaya çıkan künt toraks travmasına bağlı kalp ve büyük damarsal yapıları ilgilendiren hasarlar sıklıkla atlanır
1. Dolayısyla künt toraks travmasına bağlı myokard hasarının gerçek insidansını belirlemek zordur ve bu oran %8-76 arasında değişmektedir
2. Çoğu sekelsiz iyileşen myokard hasarlarının yanında travmanın şiddetine ve şekline bağlı olarak oluşan myokard rüptürü, aortik yaralanmalar, tamponad, travmatik VSD ve değişik derecelerde kapak hasarları gibi daha ciddi kardiyak hasarlar da rapor edilmiştir
3.
Travmatik mitral yetersizlik intrakardiyak basıncın ani yükselmesi ile mitral kapağı destekleyen yapıların daha kolay hasarlanabildiği izovolümetrik kontraksiyon fazında yüksek basınç nedeniyle gelişebileceği gibi, koroner arterlerin travmasına sekonder iskemi ve enfarkta bağlı olarak da oluşabilmektedir 4,5.
Hastalar kardiyak hasarın derecesine bağlı olarak yıllarca asemptomatik kalabileceği gibi, kalp yetersizliği ve hatta kardiyojenik şok tablosu geliştirebilir. Tanı fizik muayene, kardiyak enzim değerleri, elektrokardiyografi ve ekokardiyografi ile konulur 6. Leaflet yırtılmaları ve kordal kopmalarla parsiyel papiller kas kopmaları daha yavaş hemodinamik bozulma ile seyreder ve medikal tedavi ile hemodinamik iyileşme sağlanabilir. Papiller kasların tam kopması hastayı kardiyojenik şok tablosuna sokabilir. Bu durumda hızla cerrahi girişim gereklidir 6-8.
Travmatik mitral yetersizliklerin incelendiği 82 vakalık bir çalışmada, en sık hasarlanmanın papiller kasta, ikinci sıklıkta da korda tendineada olduğu görülmüştür. Vakaların %18’ine 24 saat, %65’ine 1 ay, %88’ine 1 yıl içinde kapak cerrahisi uygulanmış ve olguların tamamının hayatlarının ileri döneminde kapak cerrahisi geçirdikleri tespit edilmiştir. Hastalara %57 oranında mitral kapak replasmanı yapılırken %43 oranında mitral kapak tamiri yapılmıştır 9,10
Yoğun bakım takibi sonrası serviste izlemi esnasında hastamızda ortaya çıkan akut kalp yetersizliği tablosunun korda tendinea rüptürüne bağlı orta-ağır kapak yetersizliğinden kaynaklandığı tespit edildi. Medikal tedavi ile klinik düzelme sağlandı.
Sonuç olarak künt toraks travması ile acil ve yoğun bakım servislerinde değerlendirilen hastaların kardiyak travmaya da maruz kalabilecekleri unutulmamalıdır. Dolayısıyla bu çeşit travmalı hastaların fizik muayenelerinde kalp seslerinin daha dikkatli dinlenmesi, şüpheli durumlarda ise konsültasyon istenmesi önerilir. Erken tanı, tedavi ve gerektiğinde cerrahi müdahale hastanın prognozu açısından çok önemlidir.