[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2021, Cilt 26, Sayı 3, Sayfa(lar) 154-159
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
6-18 Yaş Grubunda Poliklinik Başvurularında Tekrarlayan Karın Ağrısının Değerlendirilmesi
Anahtar Kelimeler: Çocuk, Karın Ağrısı, Tekrarlayan, Child, Abdominal Pain, Recurrent
Özet
Amaç: Tekrarlayan karın ağrısına pediatride sık rastlanmaktadır. Çalışmamızda, 6-18 yaş aralığında, kronik hastalığı, ilaç kullanım öyküsü olmayan, en az 3 ay süreyle karın ağrısı olan çocukların sosyodemografik özelliklerinin, karın ağrısının niteliğinin, başvuru öncesinde yapılmış olan tetkiklerin, tedavilerin ve tedavi yanıtlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem: Nisan2015-Ekim 2015 tarihlerinde çocuk sağlığı ve hastalıkları polikliniklerine başvuran karın ağrısı yakınması olan olguların dosya kayıtları incelendi. Yaşları, cinsiyetleri, yakınma süreleri, antropometrik ölçümleri, fizik muayene ve laboratuvar bulguları kaydedildi. 80 hasta vaka grubunu; karın ağrısı yakınması, herhangi bir kronik hastalığı ve ilaç kullanımı olmayan 60 hasta da kontrol grubunu oluşturdu. İstatiksel analiz için PASW 18.0 Windows programı kullanıldı. Veriler SPSS 18.0 paket programı ile değerlendirildi. p <0.05 anlamlı kabul edildi.

Bulgular: Gruplar karşılaştırıldığında vaka grubunda (45 kız, yaş ortalaması 9.86±3.08) kız sayısının kontrol grubuna (19 kız, yaş ortalaması 10.93±3.23) göre anlamlı olarak daha fazla olduğu, vaka grubunun yaş ortalamasının daha düşük olduğu saptanmıştır. Antropometrik ölçümleri açısından gruplar arasında istatiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Vaka grubunda (%52.5) ailesel gastrointestinal sistem şikayetinin kontrol grubuna (%25) göre anlamlı olarak fazla olduğu saptanmıştır.

Sonuç: Öykü ve fizik muayenenin ayrıntılı olarak yapılıp, elde edilen ipuçları doğrultusunda testler planlanmalıdır. Bu yaklaşım gereksiz laboratuvar ve radyoloji tetkiklerin yapılmasını önler.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Tekrarlayan karın ağrısı (TKA) pediatrik gastroenteroloji ünitesine sevkin en yaygın nedenlerinden biridir 1. Klinik ve laboratuvar değerlendirmeler, TKA’nın tek bir tanı değil, organik ve fonksiyonel etyolojileri olan bir semptom kompleksi olduğunu göstermektedir 2-6. TKA, organik bir sebep ya da patoloji bulunmadığı takdirde fonksiyonel karın ağrısı sendromu olarak adlandırılmaktadır. 7.

    Tekrarlayan karın ağrısı olan çocuklardaki organik nedenleri saptayabilmek için ''alarm semptomları'' olarak belirtilen bazı özellikler tanımlanmıştır. Bu alarm semptomları arasında kilo kaybı, büyüme geriliği, gastrointestinal sistem (GİS) kanaması, ciddi derecede kusma, gece ishalinin olması, puberte gecikmesi gibi özellikler yer almaktadır 8-10. TKA olan çocukların %5 ila 10'unda organik bir neden saptanır 11.

    Çocuklarda TKA tipik olarak kısa sürelidir, sıklıkla fonksiyonel ve otonomik semptomlarla birliktedir. Tanısal yaklaşımda iyi bir öykü alınması ve fizik muayene gereklidir. Organik nedenleri düşündürecek bulgu1ar dikkatle araştırılmalı, rutin laboratuvar tetkiklerinin organik nedenleri belirleme ve dışlamada yararlı olduğu unutulmamalıdır. TKA etiyolojisinde biyolojik, fizyolojik ve sosyal faktörlerin öneminden söz edilmektedir 12.

    Çalışmamızdaki amaç TKA olan hastaların sosyodemografik özelliklerini, karın ağrısının niteliğini, başvuru öncesinde yapılmış olan tetkikler ve tedavileri değerlendirmektir. Ayrıca polikliniklere başvuran aynı yaş grubundaki, karın ağrısı yakınması olmayan hastaları kontrol grubu olarak çalışmaya alıp sosyodemografik özelliklerini incelemek ve TKA olan çocuklar ile aralarında herhangi bir fark olup olmadığını saptamaktır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışmamız; hastaların TKA ve kontrol grubu olmak üzere iki gruba ayrıldığı kesitsel bir anket çalışmasıdır. Nisan 2015 ile Ekim 2015 tarihleri arasında çocuk dahiliye polikliniğine başvuran, 80 hasta TKA grubunu, 60 hasta da kontrol grubunu oluşturmaktadır. Çalışmaya katılan hastalardan öncesinde bilgilendirilmiş gönüllü onam formları alınmıştır. Her iki gruba yapılan anket çalışması tek hekim tarafından yürütülmüştür.

    Tekrarlayan karın ağrısı olan hastaların çalışmaya alınma kriterleri 3 ay ve üzeri karın ağrısı olması ve ağrının nedeninin saptanamamış olması, kronik hastalığının ve ilaç kullanım öyküsünü olmaması şeklinde belirlendi. Kontrol grubundaki hastalar hastaneye diğer nedenlerle başvuran kronik hastalığı ve karın ağrısı yakınması olmayan hastalardan seçildi.

    Hastaların demografik özellikleri, antropometrik ölçüleri (vücut ağırlığı, vücut ağırlık standart sapma skorları (kilo-sds), boy, boy standart sapma skorları (boy-sds), aile bireylerinin sosyoekonomik ve kültürel düzeyleri (ailedeki birey ve çocuk sayısı, ebeveyn birlikteliği, anne-baba eğitim düzeyi, anne-baba çalışma durumu ve gelir düzeyi), karın ağrısının özellikleri, eşlik eden semptomlar sorgulanarak kaydedildi. Hastanemize başvuru öncesinde yapılmış olan laboratuvar (kan, dışkı, idrar tetkikleri), görüntüleme tetkikleri, diyetisyen başvuruları, karın ağrısı nedeni ile tedavi alıp almadıkları ve tedaviye yanıtları araştırıldı. Ayrıca karın ağrısı olan hasta grubunda uykudan uyandıran ağrı, inatçı kusma, gece ishali, istemsiz kilo kaybı, GIS kanaması, yutma güçlüğü gibi alarm semptomları sorgulanarak ‘’var-yok’’ şeklinde kategorize edildi. Veriler hastane kayıtlarından geçmişe yönelik olarak alındı. Her iki grupta da hastaların laboratuvar ve görüntüleme tetkikleri “var-yok” olarak kategorize edilerek kaydedildi. Laboratuvar tetkiklerinden; hemogram, biyokimya, tam idrar tetkiki, idrar kültürü, dışkıda gizli kan, viral panel, parazit, dışkı kültürü ve üre nefes testi yapılıp yapılmadığı araştırıldı. Görüntüleme yöntemlerinden; ayakta direkt batın grafisi (ADBG), batın ultra-sonografisi, endoskopik, kolonoskopik girişimler, baryumlu kolon grafisi ve gastroözefageal reflü (GÖR) sintigrafisi gibi tetkiklerin başvuru öncesinde varlığı sorgulandı.

    İstatistiksel analiz için PASW 18.0 for Windows programı kullanıldı. Anket formları kontrol edildikten sonra SPSS 18.0 istatistik paket programı ile veriler değerlendirildi. Sonuçlar kategorik verilerde sayı ve yüzde olarak, sürekli verilerde ise ortalama ± SD (standart deviasyon) olarak tanımlandı. Bağımlı ve bağımsız değişkenlerin analizi; kategorik verilerde Ki-kare ve sürekli verilerde bağımsız gruplarda T Testi ile yapıldı ve istatistiksel anlamlılık düzeyi p ≤ 0.05 olarak kabul edildi.

    Etik kurul onayı İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 12.05.2015 tarih ve karar no:17 ile alınmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışmaya TKA grubunda 80, kontrol grubunda 60 hasta alınmıştır. Hastaların cinsiyetleri değerlendirildiğinde; TKA grubundaki hastaların 45 (%57.5)’inin kız, kontrol grubundaki hastaların ise 19 (%31.7)’unun kız olduğu saptanmıştır. Yaş dağılımına bakıldığında ise TKA grubunda yaş ortalamasının (9.86±3.08), kontrol grubuna göre (10.93±3.23) anlamlı olarak daha küçük olduğu bulunmuştur (p ꞊0.048). Gruplara göre ağırlık ve boy sds’leri arasında ise istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır.

    Tekrarlayan karın ağrısı olan ve kontrol grubundaki hastaların sosyodemografik özellikleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır (Tablo 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Grupların sosyodemografik özelliklerinin karşılaştırılması.

    Hastaların ebeveynlerinin GİS şikayetlerine ilişkin veriler (karın ağrısı, dispeptik şikayetler, kronik kabızlık, ishal) incelendiğinde; TKA grubundaki 42 hastanın (%52.5) ailesinde GİS şikayetleri mevcut iken, kontrol grubunda ise 15 hastanın (%25) ailesinde GİS şikayetinin mevcut olduğu saptanmıştır. Ailesel GİS şikayetlerinin varlığı açısından iki grup karşılaştırıldığında ise istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p <0.005).

    Karın ağrısı süresine göre hasta grubu incelendiğinde 39 hastanın (%48.8) karın ağrısının bir saatten az sürdüğü, 6 hastanın ise (%7.5) 12 saat ve üzerinde devam ettiği saptanmıştır. Karın ağrısına eşlik eden ek semptomlara ilişkin veriler incelendiğinde 64 hastada (%80) ek bulguları olduğu belirlenmiş ve en sık eşlik eden ek semptomun defekasyon ile ağrı ilişkisi (%15.9) olduğu görülmüştür. Kabızlık hastaların 9 tanesinde ek semptom olarak saptandı (%13) (Tablo 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: TKA grubuna ait ağrının özellikleri ve ilgili ek semptomlara ilişkin veriler.

    Karın ağrısı ile ilgili ‘alarm semptomu’ olarak adlandırılan veriler araştırıldığında; 35 hastada (%43.7) alarm semptomlarının olduğu belirlenmiştir. En sık alarm semptomu ise 17 hastada (%56.6) uykudan uyandıran ağrı idi (Tablo 3).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Alarm semptomlarına ilişkin veriler.

    Alarm semptomu olan ve olmayan hastaların laboratuvar tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır (p >0.005) (Tablo 4, 5).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 4: Alarm semptomu olan ve olmayan hastaların laboratuvar tetkiklerinin karşılaştırılması.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 5: Alarm semptomu olan ve olmayan hastaların görüntüleme yöntemlerinin karşılaştırılması.

    Çalışma kapsamındaki TKA grubunda hastaların yarısının başvuru öncesinde çeşitli tedaviler aldığı, en çok uygulanan tedavilerin toplamda 17 hastada anti reflü tedavi, 10 hastada konstipasyon tedavisi ve 7 hastada antiparaziter tedavi olduğu saptanmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Tekrarlayan karın ağrısı çocukluk çağının yaklaşık %10’unda görülen yaygın bir sorundur 13. Çocuklarda TKA’nın birçok nedeni olduğundan, ayırıcı tanı yapabilmek için sistematik bir yaklaşım gereklidir. Öykü, fizik muayene, görüntüleme yöntemleri ve laboratuvar bulgularındaki alarm işaretlerini tanımak; hangi hastaların altta yatan hastalığının ciddi olduğunu anlama ve bu hastalara daha kapsamlı tetkik ve tedavi yaklaşımında bulunmayı temin edeceğinden gereklidir.

    Tekrarlayan karın ağrısı olan çocuklardaki yaş aralığının 7-9.5 yaşlar arasında olduğunu belirten çalışmalar literatürde mevcuttur 12,14-16. Çalışmamızda, TKA olan hastaların yaş ortalaması 9.86±3.08 olarak bulunmuştur ve bu bulgu literatür verileri ile uyumludur.

    Tekrarlayan karın ağrısının kız cinsiyette daha sık görüldüğünü bildiren yayınların yanı sıra her iki cinsiyette eşit olduğunu gösteren araştırmalar da vardır, bu konuda bir görüş birliği yoktur 15-17. Çalışmamızda, kızlarda karın ağrısı görülme oranı daha yüksektir (%57.5). Leeuwen ve ark. 18 çalışmasında çalışmamıza benzer şekilde, hastaların %62’sini kızlar oluştururken; Rasguin ve ark. 14 1522 çocukta gerçekleştirdiği çalışmada ise hastaların %51’i erkek, %49’u kızdır.

    Tekrarlayan karın ağrısı nedeni ile izlenen çocukların ve ailelerinin sosyodemografik özelliklerinin araştırıldığı çalışmalarda, yakınmaların erken yaşlarda başlamasının ağrıların daha ileri yaşlarda devamı ile ilişkili olabileceği ve anne-çocuk ilişkisindeki anksiyetenin ve sosyodemodrafik özelliklerin, ağrıların etiyolojisini etkileyebileceği bildirilmektedir 17,19. Çalışmamızda ise kontrol grubu hastaları ile karşılaştırıldığında TKA hastalarının aile eğitim düzeyi, kardeş sayısı, ailenin gelir düzeyi gibi sosyokültürel özellikleri arasında anlamlı fark olmadığı gözlenmiştir. Aile öykülerine bakıldığında ailesinde karın ağrısı, kabızlık, ishal ve dispeptik yakınmalar gibi kronik GİS semptomlarının TKA olan çocukların ailelerinde kontrol grubuna göre yüksek oranda olduğu gözlenmiştir. Bu durum TKA’nın etiyolojisinde genetik faktörlerin rol alabileceğini düşündürmektedir. Ancak bu konuda yeterli sayıda çalışma bulunmamaktadır. Annelerinde anksiyete, depresif semptomlar ve somatik yakınmalar olan çocuklarda tekrarlayan karın ağrılarının daha sık olduğunu, ayrıca TKA olan hastaların ailelerinde %16 oranında karın ağrısı öyküsü bulunduğunu bildiren değişik çalışmalar bulunmaktadır 17. Çalışmamızda hastaların yarıdan fazlasının (%52,5) ailelerinde GİS’e ilişkin; %55’inin ailelerinde kronik baş ağrısı şikayetlerinin olduğunun saptanması dikkat çekicidir.

    Hastalarımızın karın ağrısı ile ilgili verileri incelendiğinde en sık karın ağrısı süresinin bir saatten az olması, haftada birkaç kez olması ve ağrı lokalizasyonunun göbek çevresinde olması en sık görülen özelliklerdi. Tekrarlayan karın ağrılı 200 çocuğun değerlendirildiği Gijsbers ev ark. 6 çalışmasında da, hastaların yaklaşık yarısında kabızlığın karın ağrısı ile birlikte olduğu ve bu çocukların karın ağrısının laksatif tedaviyle düzeldiği belirtilmiştir. Hastalarımızda karın ağrısına en sık eşlik eden ek semptomun 9 hastada kabızlık (%13) ve 9 hastada da bulantı (%13) olduğu saptanmıştır. Besli ve ark.’nın 20 çalışmasında hastaların yarıdan fazlasında kusmanın eşlik eden semptom olduğu, ayrıca sağ alt kadran ağrısı, karında hassasiyet ve rebound bulgularından biri veya ikisinin birlikteliğinin akut apandisit tanısı için yönlendirici olduğu da vurgulanmıştır. Taşar ve ark.’ın 21 çalışmalarında da, TKA ile birlikte saptanan en sık saptanan semptomun kusma olduğu bildirilmiştir. Hastalarımızın %37.5’inde karın ağrısı ile ilişkili alarm semptomun olduğu, en sık saptanan semptomun da uykudan uyandıran ağrı (%56.6) olduğu da gözlenmiştir. Chiou ve ark. 22 yapmış olduğu bir çalışmada ise alarm semptomlarında kilo kaybı, gastrointestinal kanama ve kronik ishalin ön planda olduğu görülmektedir.

    Karın ağrısı olan hastalarda saptanan en sık muayene bulguları göbek çevresinde (%38,8) ve epigastrik (%10) bölgelerde tanımlanan ağrı ve hassasiyet olarak kaydedildi. Rasquin ve ark. 14 çalışmasında ise öze-likle karında sağ üst veya alt kadranlardaki ağrıların organik nedeni düşündüren bir alarm semptomu olarak kabul edilmesi önerilmektedir ancak TKA grubunda belirtilen lokalizasyonlara yerleşik ağrı tanımlanmamıştır.

    Laboratuvar ve görüntüleme yöntemlerinin akut veya tekrarlayıcı karın ağrısının nedenlerinin aydınlatılmasında yararlı olabileceğini bildiren çalışmalar bulunduğu gibi, yapılan tetkiklere karşın etiyolojinin saptanamadığı hastaların olduğu da bildirilmektedir 22-24. Görüntüleme yöntemlerinden ADBG, gastroözefageal sintigrafi, üre nefes testi ve ultrasonografi, girişimsel yöntemlerden endoskopi, kolonoskopi tanıda sık kullanılır. Çakır ve ark.’nın 25 çalışmasında, TKA hastalarının yaklaşık dörtte birine karın USG yapıldığı, bunların da %26.6’sında patoloji saptandığı bulunmuştur. Çalışmamızda TKA grubu hastaların başvuruları sırasında %61,3’üne önceden karın USG yapıldığı öğrenilmiştir.

    Başvuru sırasında önceden alınan tedaviler sorgulandığında, hastaların yarısının tedavi almış olduğu; antiparaziter tedavi ajanları, proton pompa inhibitörleri ve laksatiflerin en sık kullanıldığı belirlenmiştir. Benzer çalışmalarda, defekasyon değişiklikleri ve/veya kabızlığın laksatiflerle tedavisinin TKA tedavisinde ağrısız dönemleri sağladığı bildirilmektedir 23.

    Çalışmamızın kısıtlayıcı yönü alarm semptomu olan hastaların son tanılarına ulaşılamamış olmasıdır. Hastaların son olarak aldıkları tanının değerlendirilmemiş olmasıdır.

    Tekrarlayan karın ağrısı nedeni ile başvuran hastaların acil servise ve hastaneye yatışlarının sık olmadığı, genellikle kısa süreli olan ağrı epizodlarına bulantı, kusma ve defekasyon değişikliği gibi bulguların eşlik ettiği, uykudan uyandırma özelliğinin önemli bir alarm semptomu olduğu gözlenmektedir. TKA grubunun önemli bir bölümüne önceden başvurdukları merkezlerde, beslenme ve diyet değerlendirmesi yapılmaksızın birçok laboratuvar tetkiklerinin planlandığı ve konstipasyon vb. fonksiyonel nedenlerin yeterince sorgulanmadığı görülmektedir. Olguların öykü ve muayene bulgularına göre değerlendirilmesi, alarm semptomu olmayan olgularda fonksiyonel nedenlerin araştırılmasını önermekteyiz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Adeniyi OF, Odeghe EA, Lawal MA, Olowu AO, Ademuyiwa A. Recurrent abdominal pain and upper gastrointestinal endoscopy findings in children and adolescents presenting at the Lagos University Teaching Hospital. Plos One 2019; 14: e0216394.

    2) Abbott RA, Martin AE, Newlove-Delgado TV et al. Recurrent abdominal pain in children: Summary evidence from 3 systematic reviews of treatment effectiveness. J Pediatr Gastroenterol Nutr 2018; 67: 23-33.

    3) Tarsitano F, Castelluzzo MA, Concolino D, Pensabene L. Functional abdominal pain. Curr Pediatr Rep 2018; 6: 67-78.

    4) Alfvén G. One hundred cases of recurrent abdominal pain in children: diagnostic procedures and criteria for a psychosomatic diagnosis. Acta Paediatr 2003; 92: 43-9.

    5) Dhroove G, Chogle A, Saps M. A million-dollar work-up for abdominal pain: is it worth it? J Pediatr Gastroenterol Nutr 2010; 51: 579-83.

    6) Gijsbers CFM, Kneepkens CMF, Schweizer JJ, Benninga MA, Büller HA. Recurrent abdominal pain in 200 children: somatic causes and diagnostic criteria. Acta Paediatr 2011; 100: 208-14.

    7) Brusaferro A, Farinelli E, Zenzeri L, Cozzali R, Esposito S. The management of paediatric functional abdominal pain disorders: Latest Evidence. Pediatric Drugs 2018; 20: 235-47.

    8) El-Chammas K, Majeskie A, Simpson P, Sood M, Miranda A. Red Flags in Children with Chronic abdominal pain and Crohn's disease-a single center experience. J Pediatr 2013; 162: 783-7

    9) Sreedharan R, Liacouras CA. Functional abdominal pain (nonorganic chronic abdominal pain). In: Kliegman RM, Stanton BF, Schor NF, Geme III JW, Behrman RE (Editors). Nelson Textbook of Pediatrics. 20th Edition, Philadelphia: Elsevier, 2016: 1884-7.

    10) Berger MY, Gieteling MJ, Benninga MA. Chronic abdominal pain in children. BMJ 2007; 334; 997-1002.

    11) Romano C, Porcaro F. Current issues in the management of pediatric functional abdominal pain. Rev Recent Clin Trials 2014; 9: 13-20.

    12) Walker LS. The evolution of research on recurrent abdominal pain: History, assumptions, and a conceptual model. In: McGrath PJ, Finley GA (Editors). Chronic and recurrent pain in children and adolescents. Progress in pain research and management. Vol.

    13) Seattle: International Association for the Study of Pain, 1999: 141-72. 13. Stein K, Pearson RM, Stein A, Fazel M. The predictive value of childhood recurrent abdominal pain for adult emotional disorders, and the influence of negative cognitive style. Findings from a cohort study. Plos One 2017; 12: e0185643.

    14) Rasquin A, Di Lorenzo C, Forbes D et al. Childhood functional gastrointestinal disorders: child/adolescent. Gastroenterology 2006; 130: 1527-37.

    15) Horst S, Shelby G, Anderson J et al. Predicting persistence of functional abdominal pain from childhood into young adulthood. Clin Gastroenterol Hepatol 2014; 12: 2026-32.

    16) Malaty HM, Abudayyeh S, Fraley K et al. Recurrent abdominal pain in school children: effect of obesity and diet. Acta Paediatr 2007; 96: 572-6.

    17) Ramchandani PG, Hotopf M, Sandhu B, Stein A. The epidemiology of recurrent abdominal pain from 2 to 6 years of age: results of a large, population-based study. Pediatrics 2005; 116: 46-50.

    18) Leeuwen YL, Spee LAA, Benninga MA, Bierma-Zeinstra SMA, Berger MY. Prognosis of Abdominal pain in children in primary care-A prospective cohort study. The Annals of Family Medicine 2013; 11: 238-44.

    19) Biçer S. Pediatrik acil ünitesinde akut karın ağrısı ve diğer akut batın semptomları olan çocukların analizi. Bakırköy Tıp Dergisi 2009; 5: 96-102.

    20) Besli GE, Biçer S, Kalaycık Ö ve ark. Çocuklarda akut karın ağrısı ve akut apandisit tanısında anamnez ve fizik muayene bulgularının değeri. Nobel Medicine 2015; 9: 86-90.

    21) Taşar MA. Çocuklarda karın ağrısı nedenlerinin değerlendirilmesi. Gülhane Tıp Dergisi 2005; 47: 199-203.

    22) Chiou FK, How CH, Ong C. Recurrent abdominal pain in childhood. Singapore Med J 2013; 54: 195-9.

    23) Tekgündüz SA, Şengül A, Biçer S, Aldemir H, Aydoğan G. Çocuk acil servisine akut karın ağrısı yakınmasıyla getirilen olguların analizi. Bakırköy Tıp Dergisi 2005; 1: 52-6.

    24) Saito JM. Beyond appendicitis: evaluation and surgical treatment of pediatric acute abdominal pain. Curr Opin Pediatr 2012; 24: 357-64.

    25) Çakır Y, Artantas AB, Çayir B. Çocukluk çağı karın ağrıları: prospektif bir çalışma. Çocuk Dergisi 2012; 12: 78-82.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]