Atopik dermatitli hastaların % 90’ından fazlasında deride S.aureus kolonizasyonunun gösterilmesi ve stafilokokkal süperantijenlere karşı spesifik IgE antikorlarının saptanması bu mikroorganizmanın süperantijen salarak T hücrelerini ve makrofajları aktive ettiğini düşündürmüştür
1,5,6. IgE üretiminin artması, atopik dermatitin önemli bulgularından biridir. IgE yüksekliği ile lezyonlar arasında belirli bir uyumun bulunup bulunmadığı tam olarak gösterilememiştir. Bazı çalışmalar atopik fenotipi ile serum IgE seviyesi arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir
7-9. Laske ve Niggemann
9 çalışmalarında ekzemanın şiddeti ile IgE seviyesi arasındaki ilişkiyi araştırmışlar ve anlamlı ilişki saptamışlardır. Gıda sensitivitesi IgE ile paralellik göstermemiştir, fakat hastalığın SCORAD seviyesi aeroallargen sensitivitesi ile ilişkili bulunmuştur. Atopik aile öyküsü ile IgE seviyesi ise ilgisiz bulunmuştur
9. Bizim çalışmamızda atopik dermatit tanısı alan hastaların total IgE düzeylerinin kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde yüksek olduğu gözlenmiştir.
Plasebo kontrollü çalışmalar orta ve şiddetli tutulumlu atopik dermatitli çocuklarda gıda allerjenlerinin deri döküntülerini %30-40 oranında artırdığını göstermiştir. Üç yaşından sonra gıdaların etkisi azalmaktadır 4,6. Atopik dermatiti alevlendirdiği bildirilen gıdalar inek sütü, yumurta, soya, un, balık ve deniz ürünleri ve fıstıktır 4. Olgularımızda benzer gıdaların hastalığı alevlendirme öyküsü % 7.4 olarak saptanmıştır. Rottem ve arkadaşları 5 hastalarında aile öyküsünü % 41.3 oranında bildirmektedirler, bizim hasta grubunda ise ailesel atopi öyküsü % 36.1 olarak bulundu.
Atopik dermatitin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde insidansı giderek artma gösteren ve hem çocuğu hem de ailenin yaşam kalitesini etkileyen kronik bir dermatit olması nedeni ile klinik tanı, takip ve tedavisinin dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir 10. Atopik dermatit tanısı klinik kriterlerin değerlendirilmesi ile konur, tanıyı doğrulayacak bir laboratuar yöntemi bulunmamaktadır 10. Bu nedenle hastaların klinik özelliklerinin erken ve doğru değerlendirilmesi gerekmektedir. Bölgemize ait atopik dermatitli hastalarda IgE düzeyinin saptanması, daha sonraki çalışmalarda bu oranın referans olarak alınabilmesini sağlayacaktır.