Kondroblastom aynı zamanda Codman Tümörü olarak da bilinmekte olup immatür kondroblastlardan köken almaktadır
3-5,11. Klinik olarak benign seyirli olan KB genellikle küretaj sonrası kemik greftlemesi ile tam anlamıyla tedavi edilebilmektedir
3,5. Kondroblastom vakalarında metastaz, malign transformasyon, kemik dışı yumuşak doku invazyonu gibi lokal agresif davranış ya da lokal nüksler çok nadir olmakla beraber bildirilmiş olgular mevcuttur
4,10,12,13.
Kondroblastom vakalarının yaklaşık yarısı iskelet gelişimini tamamlamamış kişilerde ortaya çıkmaktadır ve en sık olarak yaşamın ikinci dekadındaki kişilerde görülmekle birlikte küçük ve yassı kemiklerin tutulduğu vakalar nispeten daha ileri yaşlarda ortaya çıkmaktadır14. Kondroblastom erkeklerde %60 ila %81 oranında daha fazla ortaya çıkmaktadır14,15. Kondroblastom uzun kemiklerin sekonder kemikleşme merkezlerine yerleşme eğilimindedir. En sık yerleşim yeri diz çevresinde olmakla beraber humerus, acromion, patella, el ve ayak küçük kemikleri gibi birçok farklı yerde kondroblastom bildirilmiştir1-4,6,8,10. Literatürde KB’nin talus yerleşimi ile ilgili az sayıda yayın vardır2,3,7,12,15,16.
Lokalize ağrı en sık görülen başvuru şikayetidir11,12. Şişlik, hareket açıklığında azalma, palpasyonda hassasiyet, eklem efüzyonu ve bölgesel ısı artışı ağrıya eşlik edebilir17. Patolojik kırık vakaların %1 ila %13’ünde görülebilir12. Olgumuzda ilk şikâyet olarak sağ ayak bileği önünde ve yanında aktivite ile artış gösteren ağrı ve eşlik eden minimal şişlik tespit edilmiştir.
Radyolojik olarak, tümör genellikle 1 ila 10 cm. çapında olup, keskin olmayan, ince, sklerotik sınırlara sahip osteolitik görünüme sahiptir. Kondroblastom genellikle eksantrik olarak medullaya yerleşimli olup tümörü çevreleyen kortikal kemik dışa doğru genişlemiştir. Kortikal harabiyet ve komşu yumuşak doku kitlesi nadiren olabilir. Matriks mineralizasyonu ve benek tarzı kalsifikasyon görülebilir. Periostal yeni kemik oluşumu olağan değildir3,11,12,15. Bildirilen olguda, 30x25x15 mm. ebatlarındaki tümör radyolojik olarak kondroblastomun klasik özelliklerini göstermesinin yanı sıra MRI ve BT kesitlerinde nadir görülen kortekste harabiyeti ve eşlik eden yumuşak doku komponenti tespit edilmiştir.
Kondroblastomun ayırıcı tanısında osteosarkom, dev hücreli tümör, anevrizmal kemik kisti, histiositozis, dejeneratif kistler ve fibröz displazi göz önünde bulundurulmalıdır. Tümör makroskopik olarak genellikle gri-pembe renkte olup kalsifikasyon, kanama ve nekroz odakları içerebilir. Mikroskopik incelemede oval mono nükleer hücreler, osteoklast benzeri multi nükleer dev hücreler, kalsifiye kıkırdağımsı intraselüler matriks chicken wire görünüm oluşturmaktadır8,11,15. Bu olguda eksizyon materyalinin mikroskobik incelenmesi klasik kondroblastomun histolojik özelliklerini göstermekteydi.
Kondroblastomun tedavisinin temelini lezyonun eksizyonu çıkarılması ve oluşan lezyon kavitesinin kemik grefti ya da sentetik materyallerle doldurulması oluşturmaktadır7,9,12. Cerrahi tedavi sonrası %10 ila %45 arasında rekürrens bildirilmiştir9,12. Bu nüksleri önlemek amacıyla kriyo cerrahi, fenol uygulaması gibi ek tedaviler uygulanmıştır, fakat bu teknikler de nüksleri tam olarak engellemeye yeterli olmamıştır5,8,10,18. Kemoterapinin kondroblastomun tedavisinde yeri yoktur11. Bazı yazarlar tedavide radyoterapiyi önermiş olsalar da radyasyon sonrası malign dönüşüm riski nedeniyle buna yaygın olarak karşı çıkılmaktadır10,12,19. Bildirdiğimiz olguda da küretaj sonrası yedi yıla yaklaşan takiple kür elde edilmiş ve sayılan riskler nedeniyle radyoterapi uygulanmamıştır.