Hastalar
Şubat 2001 tarihinden Eylül 2008'e kadar olan zamanda hastanemiz kardiyovasküler cerrahi biriminde 8645 hastaya kardiyak operasyon uygulandı. Bunların arasında 127'sine (%1.5) reoperasyon yapıldı. Tüm kardiyak reoperasyonlar ve erken dönem sonuçlarımız daha önce yayınlanmıştı
4.
Reoperasyon uygulanan 127 hastanın 35'ine (%27.5) izole KABG için reoperasyon uygulandı. Bu hastalara daha önce KABG uygulanmış olup, önceden yerleştirilen SVG veya İTA greftleri tıkanmış olması nedeniyle reoperasyona alınmışlardı. Hastalara yapılan ortalama distal anastomoz sayısı 2.0±1.1 (1-4 aralığında) idi. Hastaların 22'sine (62.9%) atan kalpte KABG (OPCAB) uygulandı.
Bu çalışmaya koroner reoperasyonlarda LAD revaskülarizasyonu için RİTA grefti kullanılan hastalar dâhil edilmiştir (n=12). KABG reoperasyonu geçiren hastaların hastane kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Hastaların 11'i kadın (%91.6) ve biri erkek idi (%8.4). Hastaların ortalama yaşı 57.4±5.9 (48-66 arasında) idi. Hastaların demografik ve klinik özellikleri Tablo 1'de özetlenmiştir. Ameliyat öncesi dönemde, hastalarımızda serebrovasküler hastalık veya geçirilmiş bir serebrovasküler olay hikâyesi yoktu.
İlk KABG ameliyatı ile reoperasyon arasındaki ortalama süre 5.1±1.4 yıl (1-6 yıl arasında) idi. Tüm hastaların ilk ameliyatlarında LAD revaskülarizasyonu için sol İTA (LİTA) kullanıldı. Hastaların ilk ameliyatlarında uygulanan ortalama distal anastomoz sayısı 2.8±0.8 (2-4 arasında) idi. Preoperatif dönemde hafif mitral yetersizliği olan iki hasta için herhangi bir kapak onarım veya replasman işlemine gerek görülmedi. Preoperatif dönemde hastaların ortalama NYHA kapasiteleri 1.9±0.7 (Class 1-3 arasında) idi.
Cerrahi Prosedür
Ameliyatlar elektif koşullarda yapıldı. Tüm reoperasyonlarda öncelikle sağ ana femoral arter ve sağ ana femoral ven acil bir kardiyopulmoner bypass (KPB) uygulaması için hazırlandı. Sternotomi öncesi epigastrik fasya açılarak kalp inferior duvarı disseke edildi ve göğüs duvarından uzaklaşması sağlandı. Sternal teller kesilerek arkaya kıvrıldı fakat altta yatan yapıları korumak için çıkarılmadı. Sternotomi için havalı testere kullanıldı. Sternum posteriyor tabulası kesildikten sonra teller çıkarıldı ve sternumun her iki tarafında keskin disseksiyon yapıldı. Her iki sternum kenarının disseksiyonundan ve alttaki yapıların uzaklaştırılmasından sonra RİTA pedikülsüz olarak çıkarıldı. Önceden yapılan LİTA-LAD anastomozu görülerek, bu anastomozun distaline 7/0 devamlı monofilaman polipropilen sütür kullanılarak RİTA-LAD anastomozu yapıldı.
Hastaların 8'i atan kalpte ameliyat edildi. Hedef koroner arteri hareketsiz ve dengede tutmak için üç farklı sistem kullanıldı. (i) Genzyme stabilizatör (Teleflex Medical, Research Triangle Park, NC, USA): Düz sabitleyici kol ve ™ Kardiyak sabitleyici ve bir çift retract-O- Tape ® Vascular Loop; (ii) OPVAC Synergy II Sabitleyici Tutucu (ESTECH, San Ramon, CA, USA); (iii) Pyramide Pozisyon Verici Tutucu (ESTECH, San Ramon, CA, USA).
Hedef koroner arterlerin kan akımını durdurmak için bir çift elastik vasküler loop kullanıldı. Anastomoz esnasında steril oksijen üfleme kullanıldı. İskemi bulguları görülen hastalarda intrakoroner şant yerleştirildi ve vasküler loop gevşetilerek koroner kan akımı işlem boyunca korundu. Hastalara yapılan ilk ve ikinci ameliyatlar Tablo 2'de özetlenmiştir.
Ameliyat sonrası hastalar, hastanemiz kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi polikliniğinde takip altında tutuldu. Hastalar ortalama olarak 5.0±1.9 yıl (1.2-7.3 yıl arasında) takip edildi (toplam 59.6 hasta/yıl).
İstatistiksel analiz
Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 17.0 programı kullanıldı. Devamlı değişkenler ortalama±standart sapma olarak, devamlı olmayan veriler % olarak ifade edildi. Ameliyat öncesi ve sonrası değişkenlerin (NYHA sınıfı) karşılaştırılması için eşli-t testi kullanıldı. 0.05 ve altındaki değerler anlamlı fark olarak kabul edildi.